Yenidoğanlarda transfüzyon amaçlı en sık kullanılan ikinci kan ürünü trombosit süspansiyonlarıdır. Yenidoğan yoğun bakım birimine başvuran hasta bebeklerin yaklaşık %20-35’inde trombositopeni saptanmaktadır. Trombosit sayısının 150 000/μL ‘nin altında olması trombositopeni, olarak tanımlanır. Erken başlangıçlı trombositopeninin(Yaşamın ilk üç gününde gelişen) en sık nedenleri maternal preeklampsi,maternal diyabet, IUGR, perinatal enfeksiyonlar, perinatal asfiksi, maternal allo- ya da oto-antikorların transplasental geçişi neden olurken geç başlangıçlı trombositopeniye(Yaşamın ilk üç gününden sonra gelişen) en sık postnatal enfeksiyonlar ve NEK neden olmaktadır.Ciddi trombositopenisi olan yenidoğanlarda en korkulan komplikasyon major kanama, esas olarak da intrakranial kanamalardır. Transfüzyon öncesi yenidoğanların kan grubu tiplendirmesi ve anne kaynaklı pasif geçiş gösteren antikorlar açısından tarama yapılmalıdır.
Trombositopeni tedavisinde kullanılan trombosit süspansiyonları donörlerin tam kanından ayrılan havuzlanmış trombosit süspansiyonu veya aferez trombosit süspansiyonu olarak hazırlanmaktadır.Trombosit süspansiyonu hazırlarken lökosit filtrasyonu ile alloimmünizasyon ve enfeksiyon sıklığı azaltılır. Yine ışınlama yapılarak GVHH gelişime riski azaltılmaktadır. Donör taraması ve seroloji testleri normal, ABO ve Rh uyumlu trombosit süspansiyonu 10-20 ml/ kg dozunda uygulanır. Trombosit transfüzyonu için ayrı bir damar yolu kullanılmalı, yavaş infüzyon hızı ile başlanıp, reaksiyon gelişmediği takdirde infüzyon hızı arttırılarak 1 saat içinde tamamlanmalıdır. Trombosit transfüzyonu ile ilgili en önemli riskler enfeksiyon, alloimmünizasyon, ateş, hemolitik ve alerjik reaksiyonlardır. Trombosit transfüzyonlarında, trombosit süspansiyonunun oda ısısında saklanmasına sekonder olarak bakteriyel enfeksiyon riski diğer kan ürünlerine göre fazladır. Trombosit süspansiyonları platelet aktive edici faktör gibi biyoaktif faktörler içerdiği için inflamasyonu arttırabilir. Yine çoklu trombosit süspansiyonu transfüzyonunun artmış mortalite ile de ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Tanımlayıcı nitelikte olan bu çalışmada, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Ankara Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUAM) yenidoğan kliniğinde yatarak izlenen hasta popülasyonu incelenmiştir. Çalışmamızda; Transfüzyon sonrası gelişen komplikasyonların, Preterm ve term bebekler arasında TS kullanım sayısı, sıklığı, klinik tanılar, endikasyon ve komplikasyon açısından Türk Neonatoloji Derneği Kan Ürünleri Transfüzyon Rehberine uygun olarak transfüzyon standardizasyonu protokolünün oluşturulması için değerlendirilmesi amaçlandı.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Konferans Bildirisi (Tam Metin) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 15 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 7 Sayı: Ek - IRUPEC 2019 Kongresi Tam Metin Bildirileri |