Öz
20. yüzyıl, müzik anlayışının değiştiği, geliştiği aynı zamanda da farklı arayışlara gidildiği bir dönemdir. Klasik müzik, caz ve blues gibi birçok müzik türünde, enstrümanlar üzerinde farklı teknik denemeler ve çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Küreselleşme ve teknolojinin de gelişimi ile birlikte değişen ve gelişen müzik anlayışı ile birlikte birçok yeni çalışma ortaya çıkmış, besteciler eserlerinde fark yaratmak için popüler tekniklerin yanı sıra farklı ve sıra dışı yöntemler geliştirmiş, bunları deneme amaçlı eserlerinde kullanmışlardır. Müzik tarihinde klasik enstrümanların birçoğu için repertuvar yüzyıllara yayılarak, hemen her müzik döneminde yazılmış eserlere rastlanabilmektedir. Bununla birlikte, trombonun orkestraya diğer enstrümanlardan sonra eklenmiş olması ve yakın zamana kadar solo enstrüman olarak görülmemiş olması 20. yüzyıl öncesindeki müzik dönemlerinde kısıtlı bir trombon repertuvarı oluşmasına neden olmuştur. 20. yüzyıla kadar trombon repertuvarı az sayıda solo esere sahipken, 20. yüzyıldan itibaren solo enstrüman olarak kullanımının artmasıyla birlikte besteciler tarafından bu enstrümana çok sayıda eser yazılmıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısında ise, trombon repertuvarında ve trombon tekniğinde aşağıdaki bölümlerde açıklanacağı üzere bir yön değişikliği yaşanmıştır. Teknolojinin gelişimi ile birlikte trombonun çalış limitlerini zorlayan besteciler artmış ve bu nedenle trombon üzerinde uygulanabilecek yeni teknikler ortaya çıkmıştır. Makalede 20. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış eserler üzerinden “trombon ve ses”, “multifonik ve mikroton”, “trombon ve elektronik” başlıkları altında bir inceleme sunulacaktır. Ayrıca trombon sanat dalında kariyer arayan icracı ve eğitimcilerin modern solo trombon çalışmaları hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmalarının avantajları değerlendirilerek yenilikçi eserlerin literatüre, eğitime ve müzikal kültüre olan katkıları incelenecektir.