Bu makale Müslüman araştırmacıların hadis tarihinin dönemlendirilmesine dair görüşlerini yeni bir perspektifle ele almayı hedeflemektedir. Çalışmada, Müslümanların 20. yy’da Oryantalist fikirler karşısında geliştirdikleri savunma mekanizmasının söz konusu dönemlendirmede etkili olduğu iddia edilmektedir. Buna göre Müslüman araştırmacılar Oryantalist düşüncelere karşı koymak amacıyla verdikleri mücadelede hadis tarihindeki bazı dönemleri realiteyle uyuşmayan bir şekilde öne çıkarmışlardır. Nitekim bu tarz bir dönemlendirmenin oryantalist tartışmalar öncesinde hiçbir ulema tarafından yapılmamış olması dikkat çekicidir. Araştırmada Ömer b. Abdülazîz tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen “resmi tedvin” dönemine odaklanılarak bu dönemin oryantalistlerin hadislerin hicri ikinci asrın sonunda yazıldığı görüşüne tepki olarak bazı muasır Müslüman araştırmacılar tarafından ayırt edici ve kapsayıcı bir dönem haline getirildiği öne sürülmektedir. Bahsi geçen araştırmacılar bu dönemde resmi emirle yazılan hadis kitaplarının şehirlerde yayıldığını belirterek hadislerin güvenilirliğini resmi tedvin emrinin ispatıyla sağlama cihetine giderler. Çalışmada bu dönemin ilel ve hadis tenkidi literatürüne herhangi bir yansıması olmamasından hareketle mezkûr dönemin kapsayıcı ve ayırt edici bir dönem olmayıp Ömer b. Abdülazîz’in tamamlanamamış bir girişimi olduğu ifade edilmektedir. Nitekim ilel âlimleri bundan çok daha az etkili olaylara dahi yer vermişlerdir. Araştırmada ulaşılan sonuçlardan biri de Müslümanları bu duruma iten sebebin, Batılıların “tarih yazılı vesikalarla sabit olur” fikrinden vazgeçerek sözlü tarihe yönelmeleri neticesinde Müslümanların bahsi geçen fikirle daha çok muhatap olmalarıdır.
This paper evaluates how specialists in hadith studies since the 20th century have been heavily influenced by the urge to defend the field against Orientalist arguments when writing the history of recording hadiths. This has led them to exaggerate the importance of certain episodes, even though they have no firm basis in history, and that previous scholars — notably those writing before the existence of an Orientalist narrative to oppose — did not consider these same episodes to represent a significant juncture. This paper focuses on the “Official Codification” (al-tadwin al-rasmi) stage, carried out by ‘Umar bin ‘Abd al-‘Aziz, as an example of this. Contemporary scholars have described this phase as a defining moment in the overall development of the field, the first time official texts had been distributed throughout the cities. This illustration allowed them to easily counter the Orientalist claim that hadiths were not recorded in writing until the end of the 2nd century. By investigating this period closely, however, this paper argues that the “Official Codification” stage was actually not that remarkable, and that, in fact, the efforts undertaken by the caliph ‘Umar remained unfinished. It is also telling that this period is not given as much weight in works of ‘ilal and naqd (branches of the science of hadith criticism), and that the authors of those works spend more time on many more seemingly insignificant details. These authors also rigorously evaluate historical narrations utilizing various methods, so if this period was of any real significance, they would have indicated so in their studies. Finally, this paper argues that the source of the problem presented here — scholars’ misplaced emphasis on certain historical events in hadith studies — is the defensive stance of these scholars, vis-à-vis Orientalists, and their resulting insistence on the idea that only written evidence is credible in a historical inquiry. This is especially ironic given that Western scholarship has recently reconsidered the importance of oral history.
Dating of Hadith Knowledge of Ilal The Offical Tadwin Orientalism al-Zuhrī
تركز هذه الورقة على مقاربة جديدة لإعادة النظر في طريقة الباحثين المسلمين في تأريخ رواية الحديث، إذ تدّعي أن ذلك التأريخ متأثر -في بعض مباحثه- بحالة الدفاع عن التراث التي سيطرت على الباحثين المسلمين في القرن العشرين أمام الجدل الاستشراقي الإسلامي، وقد سببت حالة الدفاع هذه تضخيما لبعض مراحل تاريخ الحديث بهدف مواجهة الأفكار الاستشراقية، مع أن تلك المراحل التاريخية لم تُؤسس على أرض صلبة، فلم يعتن بها العلماء السابقون قبل حالة الجدل الاستشراقي الإسلامي.
وتمثل الورقة على ذلك بمرحلة «التدوين الرسمي» للأحاديث على يد عمر بن عبد العزيز، إذ تدّعي أن بعض المعاصرين ضخّموا هذه المرحلة وجعلوها زمنا هاما فارقا ومرحلة عامة شاملة، انتشرت فيها الكتب الرسمية في الأمصار، قاصدين بذلك إثبات توثيق الأحاديث بالكتابة الرسمية في مقابل دعوى المستشرقين تأخر كتابة الحديث إلى نهايات القرن الثاني.
وتدقق الورقة في هذه المرحلة فتُظهر أنها لم تكن مرحلة شاملة عامة فارقة وأن محاولة الخليفة عمر لم تكتمل، مستدلة على ذلك بأن أثرها في كتب العلل والنقد الحديثي لا يكاد يذكر مع أن علماء العلل يذكرون أقل من ذلك، ويهتمون في الترجيح بين الروايات بطرق كثيرة، لا ترقى لمستوى كتابة رسمية منتشرة، فلو وجدت لاهتموا بها.
وترى الورقة أن اندفاع الباحثين المسلمين ومشايعتهم للفكرة الأساسية القائلة بأن التاريخ إنما يثبت بالوثائق المكتوبة: كان مصدر الإشكال، لا سيما أن الدراسات الغربية انقلبت على تلك الفكرة معيدة الاعتبار للتاريخ الشفوي.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 16 Ekim 2021 |
Kabul Tarihi | 18 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 20 |