İnsanlık tarihi defalarca, milyonların ölümüyle sonuçlanan veba-tâun türü salgın hastalıklara tanık olmuştur. Bu hastalıklar, hiç bir zaman tamamen yok edilememiş, uzun yıllar kendilerini unuttursalar da belirli periyotlarla ortaya çıkarak toplumların demografik, ekonomik ve sosyolojik yapılarında değişimlere yol açagelmişlerdir. Virüsler keşfedilene kadar insanlık ailesinin değişik dinlere, etnik kökenlere ve kültürlere mensup toplumları, hastalıkların arka planında yerine göre karanlık gizil güçler aramışlar, yerine göre de hastalıkları işlemiş oldukları kötülük ve günahların doğal bir sonucu olarak ilah ya da ilahları tarafından cezalandırıldıkları şeklinde yorumlamışlardır. Bu makalede, İbn Hacer el-´Askalânî gibi İslam düşünce sistemine önemli katkılar sunan bir düşünür merkeze alınarak, yaşadığı dönemde veba-tâun türü hastalıkların kaynağı, hastalık karşısında insanın çaresizliği ve bu çaresizlikle baş etmede dinin rolü gibi meselelerde dönemin hâkim anlayışı, zaman zaman diğer kültürlerle birleştiği ve ayrıldığı noktalara da değinilerek ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Human history has repeatedly witnessed plague-tâun-type epidemics that have resulted in the death of millions. These diseases have never been completely eliminated, although they have forgotten themselves for many years, they have emerged at certain intervals, leading to changes in the demographic, economic and sociological structures of societies. Until the viruses were discovered, the societies of the human family’s family of different religions, ethnicities and cultures sought dark secret powers on the background of the diseases, and interpreted that they were punished by their deities or deities as a natural result of the evil and sins they committed. This article is taken to the center of a thinker that provides important contributions to the Islamic thought system such as B. Hacer al-´Askalânî, and the dominant understanding of the period in issues such as the source of plague-tâun diseases, the desperation of the person in the face of the disease and the role of religion in dealing with this desperation. It is tried to be explained by mentioning the points where it combines and separates with cultures.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Ekim 2020 |
Gönderilme Tarihi | 8 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 6 |