Mahalle; sosyal hayatın yerlilik vurgusu yapan,
kültürel, ekonomik açıdan benzer insanları bir araya getiren yahut
benzemeyenleri yakınlaştıran, aidiyet hissini mekânla özdeşleştiren dinamik
unsurlarından biridir. Kenar mahalle de bu dinamiğin içinde ekonomik, kültürel,
ahlaki açıdan ve dil bakımından çevrede kalan; merkezle oluşan uzak mesafeyi
gösteren, gündelik hayatı ayrıntılarıyla yansıtan müesseselerindendir. Bu
yönüyle kentleşme olgusunun somutlaştığı zamanlardan itibaren edebi eserlerin
önemli mekânlarından ve sosyolojinin ilgilendiği alanlardan biri olmuştur.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, Türk edebiyatında kent kimliğinin henüz
yerleştiği dönemlerden itibaren kenar mahalleleri eserlerine yansıtan romancılardan biridir. Yazar, kenar mahallelerin ve buradaki
insanların görünümlerini yazma anının gerçeklerine uygun bir bakışla dile
getirirken kurguyu da bu gerçeklikten yola çıkarak şekillendirir. Yazarın kenar
mahallelerde geçen romanlarında kurgu ve kurgudaki çatışma unsurları, buralarda
yaşamakla doğrudan ilgilidir. Dolayısıyla kenar mahalle, yazarın dünyasında
yalnızca bir mekân unsuru olmanın ötesinde sınıf farklılığının, canlı ve renkli
kent hayatının, yoksulluğun, alt kültür pratiklerinin görüldüğü gündelik hayat
müessesesidir. Bu makalede üretken bir yazar olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın
kenar mahalleleri, buralardaki insanları ve hayatları yansıtma bağlamında
temsil değeri olan 13 romanı incelenecektir. Kenar mahallelerin nasıl tasvir
edildiği, buralarda yaşayan ve romanların kişi kadrosunu oluşturan insanların
ele alınma biçimleri üzerinde durulacaktır. Yazarın romanlarında kenar
mahalleleri ele almasının sebepleri üzerinde durulacaktır. Hüseyin Rahmi
Gürpınar’ın kenar
mahalleleri ve insanlarını bir sınıf sorunsalı olarak değerlendirip
değerlendirmediği de sorgulanacaktır.
Neighborhoods are dynamic environments of social
life, in which there is an emphasis on locality. They bring people from similar
backgrounds together or make people from different backgrounds familiar with
each other. Neighborhoods make people associate themselves with their environment.
Outskirts, on the other hand, are peripheral areas, which lay behind
neighborhoods in economical, cultural, moral, and linguistic aspects. Despite
being lively and colorful places, outskirts represent remoteness from center.
These characteristics of outskirts have made them significant places for
sociological and literary works, since the times when the phenomena of
urbanization became concrete. Hüseyin Rahmi Gürpınar is one of the authors who
have touched upon outskirts in their works, since the times when the fact of
urbanity newly emerged. He deals with outskirts and people living in outskirts
with a realistic point of view, and shapes the fiction in accordance with this
reality. The fiction in his novels about outskirts, and the elements of conflict
are all directly related to the life in those outskirts. In this sense, the
term ‘outskirts’ in his novels represents not only a setting, but also a place
where there are class differences, poverty, sub-cultural practices, and yet a
lively and colorful life. This article deals with thirteen novels of a
productive author, Hüseyin Rahmi Gürpınar, upon interpreting how he has
approached the phenomena of outskirts, how he has depicted those places, and
how he has treated with the characters in his novels. As well as dealing with
the reason for why he centers his novels on outskirts, it will also be
questioned whether Gürpınar regards the outskirts, and people of outskirts as
problematic resulting from class differences.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 14 |