In the novels and short stories of Servet-i Fünûn
writers such as Halit Ziya, Mehmet Rauf and Hüseyin Cahit, it is possible to
observe to be featured female characters and their thoughts, the details of
their inner world in a remarkable intensity. There are many libertarian fictive
female characters in Halit Ziya’s novels who ignores social conventions,
Islamic traditions. This fact can be seen in the characters of Aşk-ı Memnu, such as Bihter, Firdevs
Hanım. We can say that Servet-i Fünûn writers gave the leading roles to female
characters in the fiction. These characters are dominant, strong-willed and
self confident. The same fact, again applies to the stories of Ahmet Hikmet
Müftüoğlu, a Servet-i Fünûn writer. The women in the stories of Ahmet Hikmet
become evident by their rebellions and criticisms to social order set up by
men, by voicing the rights which are deprived of them. At the same time, as the
people whom culture and art, in a single word, civilization has manifested and
reflected in, they stand at a significant point as well. In this writing, the
women and the discourse of them in two books named Hâristan and Çağlayanlar of
Ahmet Hikmet have been examined in the context of above mentioned topics.
Halit Ziya, Mehmet Rauf ve Hüseyin Cahit gibi
Servet-i Fünûn yazarlarının roman ve hikâyelerinde dikkat çekici bir yoğunlukta
kadın karakterlere ve onların düşüncelerine, iç dünyalarının ayrıntılarına yer
verildiğini görmek mümkündür. Deyiş yerindeyse, Servet-i Fünûn edebiyatıyla
birlikte kurmaca eserlerde kadınlar artık başrole geçmiş, Tanzimat romanı ve
hikâyesindeki gibi silik, zayıf kişilikli değil, baskın ve güçlü insanlar
olarak karşımızdadır. Aşk-ı Memnu’daki
Firdevs Hanım ve Bihter’de bu durum çok bâriz olduğu gibi, Halit Ziya’nın İzmir
dönemi romanlarında dahi böyle örneklere rastlamak mümkündür. Kendilerinden
emin, iradeli ve erkekler karşısında eşitlik hatta kimi zaman üstünlük
duygusuyla da hareket edebilen bu kurmaca kadın kişilikler aynı zamanda
toplumsal hayatta çok kısa bir süre sonra, MeşrutiFyet döneminde yansımalarını
göreceğimiz feminist hareket ve literatürün de bir bakıma habercisidir. Aynı
olgu, yine bir Servet-i Fünûn yazarı olan Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun hikâyeleri
için de geçerlidir. Ahmet Hikmet’in hikâyelerinde kadınlar; erkeklerin kurup
yürüttüğü toplumsal düzene isyanlarıyla ve eleştirileriyle, kendilerinden
esirgenen hakları dile getirişleriyle belirginleşirler. Aynı zamanda kültürün
ve sanatın, bir kelimeyle medeniyetin de kendilerinde belirginleştiği/yansıdığı
kişiler olarak ayrıca önemli bir noktada dururlar. Bu yazıda Ahmet Hikmet’in Çağlayanlar ve Hâristan adlı iki hikâye kitabındaki kadınlar ve kadınların
geliştirdiği söylem, yukarıda dile getirilen hususlar bağlamında incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 15 |