Toplumda sosyal aktör olan bireyin süreç içerisinde sosyalleşmesi, geleneklerle bütünleşen kültürel özelliklerle oluşmuş toplumsal rol kalıplarının içselleştirilmesidir. Toplumsal hayatta cinsiyete dayalı roller ülkelerin kabulleri oranında paylaşılmıştır. Halkın sesi olarak toplumun yaşam biçimlerini, geleneklerini, örf ve adetlerini, tecrübe ve hikâyelerini, inançlarını, kültürel izlerini kapsayan türküler, pek çok sosyolojik ve kültürel ögenin yer aldığı veri kaynaklarındandır. Halk ürünü türkülerin veri kaynağı olarak incelenmesi, bireyin yaşadığı dönemle ilgili bilgi aktardığı gibi onun duygu ve düşüncelerini de içinde barındırır. Bu çalışmada amaç, kırsal kesim kadınlarının geçmişini, o geçmişteki rollerini ve kapsama alanlarını, yaşadıkları dönemin sosyo-kültürel yapısı içerisinde ele alarak kadınların nasıl yaşadıklarını, bu yapıları nasıl algıladıklarını, yorumladıklarını ve bunlardan nasıl etkilendiklerini sözlü halk edebiyatı ürünlerinden olan türküler vasıtasıyla inceleyebilmek ve iç dünyalarını ortaya koyabilmektir. Halk kültürünün önemli bir bölümünü kapsayan, kadınlar tarafından seslendirilmiş ve alanyazında “kadın ağzı türküleri” diye yer alan, kendini ifade ediş yollarından biri olan türküler, Anadolu kadınlarının yaşadıkları dönemde üstlendikleri rolleri anlayabilmek adına önemli belgelerdir. Elbette kültürel dokunun oluşturduğu farklı topluluklarda yaşayan ve farklı sınıfsal, ırksal ve cinsel yönelimlere sahip olan kadınlar oldukça farklı yaşam koşullarına sahiptir. Bu çalışmada incelenen türküler belirli bir bölgenin değil, kırsal kesimde kadın olmak gerçeğinin halk türkülerine bazen açık bazen örtülü anlamda yansıyan ipuçlarını yakalayabilmek adına türkülerin mercek altına alınmasıdır. Bu amaçla incelenen türkü dizelerinden ortaya çıkan sonuca göre, kırsal kesimde yaşayan ve sosyal aktör olarak kabul edilmeyen kadınların ataerkil aile yapısı dolayısıyla hayatını idame ettirme, aile kurma, çocuk sahibi olma gibi en temel boyutlarda bile maalesef söz hakkının olmadığıdır.
Folk songs, which cover the life styles, traditions, customs, experiences and stories, beliefs and cultural traces of the society as the voice of the people, are among the data sources containing many sociological and cultural elements. The analysis of folk songs as a data source not only conveys information about the period in which the individual lives, but also includes her feelings and thoughts. The aim of this study is to examine the past of rural women, their roles and coverage areas in the socio-cultural structure of the period in which they live, how they live, how they perceive, interpret and how they are affected by these structures, and to examine their inner worlds through folk songs, which are the products of oral folk literature. Folk songs, one of the ways of self-expression, which cover an important part of the folk culture, are sung by women and take place as "women’s ballads" in the literature, are important documents in order to understand the roles assumed by Anatolian women in their lifetime. Of course, women in different communities formed by the cultural texture and who have different class, racial and sexual orientations have quite different living conditions. The documents examined in the study are the scrutiny of the folk songs in order to catch the clues that reflect the reality of being a woman in the countryside, sometimes explicitly and sometimes implicitly, to the folk songs, not of a certain teritory. According to the result of the folk song lines analyzed for this purpose, unfortunately, women living in rural areas who are not considered as social actors do not have the right to speak even in the most basic dimensions such as maintaining their lives, establishing a family, and having children due to the patriarchal family structure.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 29 |