Türk dili, zamanla kendi temel dinamiklerine bağlı olarak gösterdiği doğal değişim ve zenginleşmenin yanı sıra, üreticisi olan toplumun temasta bulunduğu farklı dil, coğrafya, kültür ve inanç gibi etkenlere bağlı olarak da ayrıca gelişim göstermiştir. Hukuk dili bağlamında bu gelişimin önemli bir safhası İslamiyet’le birlikte başlar. Şeri hukukun Türk diline kazandırılmasında Arapça ve Farsça önemli bir rol oynar. İlgili hukuk kavramları, büyük ölçüde bu iki kaynak dilin söz varlığına dayanır. Tarihî süreçte Türk milletinin kendi öz değerleriyle olgunlaşıp yasalaşan örfî hukuk, İslamiyet’le birlikte şeri hukukla zenginleşir. Tanzimat Dönemi’ne gelindiğinde toplumun ihtiyaçları ve evrenselleşen temel hukuk anlayışına uyum sağlamak amacıyla, resepsiyonlara dayanan Batılı bir hukuk anlayışı inşa edilmeye başlanır. Fransızca bu noktada diğer Batı dillerinin arasında ilk sırayı alır. Türk dili Fransızca yerine, çoğunlukla, asırlarca omuz birliği yürüttüğü Arapça ve Farsçayı bu kez de başvuru dili olarak kullanır. Bir diğer başvurulan yöntem ise yabancı kavramların, Türk dilinin kendisinde var olan bazı sözcüklere yan anlamların yüklenmesine dayanır. Bu noktadan bakıldığında bazı isimlerdeki çokanlamlılık oldukça dikkat çekicidir. Benzer durum hukuk metnindeki bazı temel fiiller için de geçerlidir. Çalışmada, Düstûr’da öne çıktığı görülen bazı çokanlamlı sözcükler incelenmiş, temel kavramlarının yanı sıra, kazandıkları yan anlamlar da işaretlenerek Türk hukuk dilindeki işlevsellikleri tespit edilmiştir. Bu sayede de hukuk dili özelinde kavramların üretilmesi konusunda Türk dilinin genel eğilimi ayrıca çözümlenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeni Türk Dili (Eski Anadolu, Osmanlı, Türkiye Türkçesi) |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 35 |