Hikâye, edebî türler içerisinde en çok tercih edilen kadim türlerden biridir. Hikâye yazarı çevresinde olup bitenlere karşı kayıtsız kalamaz. Eserini oluştururken içerisinde yaşadığı topluma ait değerlerin perspektifini kullanır. Kimi hikâye örneklerinde olumlu anlatılara rastlanırken kimi örnekler de ise olumsuz durumların, düşüncelerin, davranışların veya yaşantıların anlatıldığını görmek mümkündür. Hatta aynı anlatı içerisinde hem olumlu hem de olumsuz durumların aktarıldığını görmek mümkündür. Kazak edebiyatında modern anlamdaki hikâye geleneğinin ilk ve önemli isimleri arasında yer alan Mircakıp Duvlatulı, yazı hayatı boyunca on iki hikâye kaleme alır. Hikâyelerinde gündelik hayatın tüm sıcaklığını görmek mümkündür. Onun hikâyelerinde olayların, durumların, düşüncelerin daha çok ironi tekniği üzerinden aktarıldığı ve okura olan bitenin dolaylı bir biçimde gösterildiği söylenebilir. İroninin bir toplumsal eleştiri aracı olarak kullanıldığı on bir hikâye bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Alegorik olarak kaleme alınan tek hikâyesi Akıl ve Rızık çalışmanın ilgi alanına girmemektedir. Duvlatulı hikâyelerinde, ironi sanatının söylenen ile olan arasında ortaya çıkardığı çarpıklıktan doğan söz kudretini çok yetkin bir biçimde kullanır. Özellikle XX. yüzyılın başlarında Kazak toplumunun siyasî, ilmî meseleleri ile değerlerine, toplumsal hayatına dönük eleştirilerini bu tekniği kullanarak kuvvetle ihsas ettirdiği değerlendirmesini yapmak mümkündür. Yazar bilinçli bir biçimde kullandığı ironi tekniği sayesinde okurunu sarsarak bilinçlendirmeyi ve olan bitene karşı gerekli tepkiyi vermesini sağlamaya çalışır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Şubat 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 38 |