19. yüzyılda Aydınlanma düşüncesinin etkisiyle meydana gelen bilimsel ve teknolojik gelişmeler, insan ruhu ve davranışlarında ortaya çıkan bozuklukların tanı ve tedavisinde farklı yöntemlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. İnsan ruhunun doğrudan gözlemlenebilmesinin zorluğu, bu yöntemlere ilişkin farklı araçlar kullanılmasına yol açmıştır. 19. yüzyılda fizyonomi yaklaşımının popülerleşmesiyle, insanların yüz ifadelerinden ruhsal durumlarına ilişkin bilgi edinilebileceği ve bu bilgiler ışığında ruh hastalıklarının sınıflandırılabileceği iddiası ile çalışmalar ortaya konmuştur. Yapılan çalışmalarda, sanat tıbbi amaçlarla kullanılmıştır. Bu doğrultuda, 19. yüzyılın erken dönemlerinde ruh sağlığı bozuk olan kişilerin portrelerini çizmek için ressamlar görevlendirilmiştir. Fotoğrafın keşfinden sonra ise İngiliz psikiyatrist Hugh Welch Diamond yeni bir yaklaşım ortaya koyarak ruhsal bozuklukları olan hastaların portre fotoğraflarını çekmiştir. Böylece psikiyatri fotoğrafçılığının temelleri atılmış, izleyen dönemlerde de ruhsal bozuklukların tanı ve tedavisinde fotoğraf bir araç olarak kullanılmıştır. Bu araştırma da, 19. yüzyılda psikiyatri fotoğrafçılığının gelişimini ortaya koymayı ve ruh hastalıklarının tanı ve tedavisinde fotoğrafın nasıl kullanıldığına ilişkin genel bir çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır.
Psikiyatri Fotoğrafçılığı Tıbbi Portre Ruhsal Bozukluklar Fotoğraf Fizyonomi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 25 |