There is an old division between formal and contextual approaches in art studies. I argue that it is possible to
overcome this divide. Leading researchers in art history have never been content with purely formal analysis;
within the framework of Hegel’s philosophy of history, they explore the analogies between different sociocultural
fields to reach the spiritual unity of a period or Zeitgeist. Thus, they give their analysis a contextual orientation.
Likewise, the spokesmen of the contextual pole, the members of Western Marxism for example, have
not been narrow minded contextualists who ignore or reduce artistic forms to something outside themselves.
They sought to discover non-reductionist analogies between artistic forms and other sociocultural fields. Finally,
I argue that the sociology of art can offer solutions to chronic dilemmas in art studies. For example,
Bourdieu developed a sociology of cultural forms that synthesizes formalism and contextualism. As a result,
it is understood that the formalist-contextualist division, which was based on a misunderstanding from the
beginning, has no theoretical and methodological basis at the point where the humanities and social sciences
have reached today.
Art history philosophy of history sociology of art intrinsic and extrinsic approaches field of art
Sanat incelemelerinde, biçimci ve bağlamsal, içsel ve dışsal, hümanist ve bilimsel yaklaşımlar arasında ezeli
bir bölünme vardır. Bu yazıda, “iki kültür” arasında bir diyalog tesis etmenin ve biçimci-bağlamsal bölünmesini
aşmanın mümkün olduğunu göstermeyi deniyorum. Aslında, sanat tarihinin önde gelen araştırmacılarının
hiçbir zaman salt biçimci ve içsel bir incelemeyle yetinmediğini; Hegel’in tarih felsefesi çerçevesinde, bir dönemin
tinsel birliğini ya da Zeitgeist’ını tespit etmek için farklı sosyokültürel alanlar arasındaki benzeşimleri
araştırdıklarını ve böylece incelemelerine bağlamsal ve tarihsel bir yönelim kazandırdıklarını açığa seriyorum.
Aynı şekilde, sosyo-tarihsel inceleme kutbunun temsilcileri, söz gelimi Batı Marksizminin üyeleri, hiçbir şekilde
sanatsal biçimi görmezden gelen ya da kendi dışındaki bir şeye indirgeyen dar görüşlü bağlamcılar olmamışlardır.
Son olarak, sanat sosyolojisinin, yapı-faillik problematiği çerçevesinde geliştirdiği kavrayışla, başta biçimcilik-
bağlamcılık bölünmesi olmak üzere sanat incelemelerindeki kimi müzmin açmazlara çare olabileceğini ileri
sürüyorum. Sonuç olarak, başından beri bir yanlış anlamaya dayanan biçimci-bağlamsal bölünmesinin, beşeri
ve sosyal bilimlerin geldiği noktada hiçbir teorik ve metodolojik dayanağının kalmadığı ortaya çıkmış oluyor.
Sanat tarihi tarih felsefesi sanat sosyolojisi biçimci ve bağlamsal yaklaşımlar sanat alanı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 41 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.