إنّ الاستدلال بالنصوص الشرعية أصبحت منهجا في العلوم الإسلامية منذ الفترات الأولى من تاريخ الفكر الإسلامي، ومسألة وضع اللغة أيضا نوقشت بهذه الطريقة، وعندما لم يكن هناك أي دليل نقلي يتعلق بهذه المسألة مباشرة، حاول البعض أن يستدل بأدلة غير مباشرة في الموضوع، فذكر العالم المعتزلي القاضي عبد الجبار أولا أنه لا يوجد أيّ دليل نقلي يمكن أن يبنَى عليه وضع اللغة، وحاول أن يبنيَه على نهج كلامي هو يتبناه، فتناول القاضي عبد الجبار المسألة في إطار بعض المصطلحات التي لها مكانة مهمة في فكر المعتزلة، وهي التكليف، والتوحيد، والعدل، والحُسن والقبح، فبناء عليه أشرنا إلى أن القاضي عبد الجبار ذكر أساس التوحيد، حيث صرّح بأن ابتداء وضع اللغة لابد أن يكون بالإشارة التي يقتضي العلمَ الضروريَّ وأن الإشارة لا يجوز على الله، وكذلك ذكرنا استدلال القاضي عبد الجبار بالمصطلحات المذكورة التي كانت لها أهمية عند المعتزلة على أن ابتداء وضع اللغة لابد أن يكون بالمواضعة ولا يجوز أن يكون بالتوقيف، وأخيرا تم فحص مسألة النقل في اللغة ووضع الأسماء الشرعية التي نوقشت حول وضع اللغة، ففي هذه الدراسة التحليلية تم إثبات أن القاضي عبد الجبار بنَى رأيه في مسألة ابتداء وضع اللغة على المفاهيم المذكورة بمنظور كلامي بحت، وأنه شرح الحقائق الشرعية، التي كانت لها مكانة مهمة في المناقشات الكلامية في الفترات الأولى حول النقل في اللغة.
Dinî disiplinlerde ele alınan her meselenin konuyla ilgili vârid olan naslar çerçevesinde temellendirilmesi ilk dönemlerden itibaren önemli bir metot halini almıştır. Dilin vazՙı meselesi de bu metot ile ele alınmıştır. Dilin vazՙını doğrudan konu edinen herhangi bir nas olmayınca bazı kesimler konuyu dolaylı olarak delil olabilecek naslar üzerinden temellendirmeye çalışmışlardır. Mu‘tezilî düşünür Kâdî Abdülcebbâr, ilk olarak dilin vazՙına doğrudan kaynaklık edebilecek naklî bir delilin olmadığını ifade etmiş ve meseleyi salt kelâmî bir zeminde temellendirmeye çalışmıştır. Kâdî Abdülcebbâr, Mu‘tezile’nin kelâm düşüncesi içerisinde önemli bir yeri olan teklîf, tevhîd, adalet ve hüsün kavramları çerçevesinde meseleye yaklaşmıştır. Öncelikle Kâdî Abdülcebbâr’ın varlık âlemindeki ilk dilin zorunlu bilgi ifade eden işaret ile ortaya çıkmış olması gerektiğini ve işaretin de Allah hakkında düşünülemeyeceğini savunarak Mu‘tezile’nin tevhîd ilkesine vurgu yaptığı ortaya konulmuştur. Sonra ise gelenek içerisinde yoğun olarak atıf yapılan teklîf, adalet ve hüsün-kubuh kavramları üzerinden meseleyi temellendirmesi incelenmiştir. Daha sonra ise dilin vazՙı ile bağlantılı olarak ve kelâmî düşünce üzerinden ele alınan dilde nakil ve şer‘î hakikatler ile ilgili görüşü takip edilmiştir. Bu çalışmada, analitik bir metot kullanılarak Kâdî Abdülcebbâr’ın dilin vazՙı meselesini sözü edilen kavramlar üzerinden kelâmî perspektifle temellendirdiği ve ilk dönem dini tartışmalar içerisinde önemli bir yeri olan şer‘î hakikatleri dilde nakil düşüncesi üzerinden izah ettiği ortaya konulmuştur.
Since the first period, it has been a crucial methos to support every topic covered by religious sciences within the context of the divine text (nass) proofs. Science of semantics (Vaz') has also been approached by this method. Some groups have attempted to build the science of semantics on texts (nass) that can serve as indirect proof as there isn't a text (nass) that deals directly with semantics. Since no proof could be directly attributed to the science of semantics, the Mu'tazilite theologian Al-Qadı Abd Al-Jabbar attempted to base the matter entirely on a theological (kalam) basis. Al-Qadı Abd Al-Jabbar handled the problem within the framework of the notions of liability (taklif), divine unity (tawhid), divine justice, and good-evil (husn-kubuh), which are significant in Mu'tazila's conception of kalam. Al-Qadı Abd Al-Jabbar first highlighted the notion of tawhid of Mu'tazila by saying that the first, language in the realm of existence should emerge with the sign conveying the required knowledge and that the sign cannot be conceived about Allah. Then it has been examined that the issue's foundation is widely referenced in the traditional notions of liability, justice, and husn-kubuh (good-evil) which has huge importance in Mutazili theology. Then, his perspective on language transmission and shar'î truths, which is presented concerning the science of semantics and theology, has been adopted. Using analytic techniques, this study demonstrates that Qadi Abdulcebbar approached the issue of the science of semantics from a theological viewpoint and explained the shar'i truths, which played a major role in early religious disputes, through the concept of transmission in language.
Science of Semantics Al-Qadı Abd Al-Jabbar Divine Unity Divine justice Liability
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 10 Temmuz 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 3 Temmuz 2023 |
Kabul Tarihi | 12 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.