Bakara
196. ayetin yorumu bağlamında Şiî müfessirlerden Tûsî, Tabatabâî ve Mekârim
Şîrâzî’nin tefsirlerinde yer alan ifadeler incelendiğinde onların başta Hz.
Ömer olmak üzere bazı sahabîlerin Kur’an ile sabit olan temettuʿ haccını
yasakladıklarını ifade ettikleri görülür.
Bu
müfessirler söz konusu sahabîlerin, bu ayetin hükmünü ortadan kaldırdıklarına
veya neshettiklerine delalet eden birçok rivayet zikretmişlerdir. Bu
rivayetlere dayanarak onların gerçekten temettuʿ haccını yasakladıkları veya
neshettikleri sonucunu çıkarmışlardır. Sonra da yaptıklarının yanlış olduğunu,
böyle bir neshin mümkün olmadığını ispatlama çabasına girmişlerdir.
Bu çalışmada önce söz konusu müfessirlerin
iddialarını dayandırdıkları deliller incelenmiştir. Bu delillerin sahih olup
olmadıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonra da bu rivayetlerin, söz konusu
ayetin hükmünün ortadan kaldırıldığına veya neshedildiğine delalet edip
etmediği incelenmiştir.
Bu çalışmanın sonunda bu rivayetlerden bir
kısmının zayıf, bir kısmının da yanlış anlaşıldığı neticesine varılmıştır.
Nesih kriterleri açısından bu rivayetlerin hiçbir şekilde neshe delalet
etmedikleri, sadece maslahata mebni bir hükmü ifade ettikleri ve bunun da
Kur’an nassına muhalif olmadığı anlaşılmıştır.
Examining of the expressions in
the shi’i tafsirs of al-Tûsî, al-Tabatabâî and al-Shîrâzî in the context of the
interpretation of the verse 2: 196, it is seen that a number of the companions
notably ‘Umar express that they forbid tamattu’ hajj which is proven in the
Qur'an.
These interpreters cite
many narrations which indicate that these above-cited companions abrogated or
repealed the provision of this verse. On the basis of these narrations, they
infer that these companions really prohibited or abrogated tamattu’ hajj.
In this study, the arguments of this claim
of the above-cited interpreters are formerly examined. It is tried to determine
whether these arguments are authentic or not. Thereafter, it is examined
whether these narrations reveal the fact that the verse of the verse is
abrogated or repealed or not and, in the case of the latter, the question of
what these narrations mean is answered.
In conclusion, some of these narrations are
weak and some of them are misunderstood. In terms of abrogation criteria, it is
understood that these narrations never indicate abrogation but they merely
express a provision based on public interest and this is not in opposition to
the text of the Quran.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2018 |
Kabul Tarihi | 8 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.