Teşekkül ve gelişimini Kûfe’de tamamlayan Hanefîliğin diğer bölgelerde tanınması Ebû Hanîfe’nin (öl. 150/767) öğrencileri ve onların öğrencileri vasıtasıyla olmuştur. Ebû Hanîfe ekolünü bu yolla tanıyan şehirlerden biri de Bağdat’tır. Gerçi Ebû Yûsuf (öl. 182/798) ve İmam Muhammed (öl. 189/804) hayatlarının ilerleyen dönemlerinde Bağdat’a yerleşmişlerdir. Fakat onlar kadılık ve kâdı’l-kudâtlık gibi devlet işleriyle de uğraşmışlardır. Bu sebeple Hanefîlik, Bağdat kolunun gelişimini bu ikisi kadar onların öğrencilerine de borçludur. Bu öğrencilerin başında, Ebû Süleyman el-Cûzecânî gelmektedir. Ebû Süleyman’ın buradaki hayatını fıkhî ve itikadî tartışmalar şekillendirmiştir. Nitekim 2/9. asrın Bağdat’ı, ehl-i rey ile ehl-i hadis arasındaki çekişmeler ve halku’l-Kur’ân meselesi açısından bütün İslâm coğrafyasının küçük bir modeli konumundadır. Ahmed b. Hanbel’in (öl. 241/855) temsil ettiği ehl-i hadisin oldukça güçlü olduğu bu ortamda Ebû Süleyman, bir taraftan ehl-i rey fıkhını temsil eden Hanefîliğin doğru tanınması için çaba sarf ederken diğer taraftan da henüz sistematize edilmekte olan Sünnî itikadın temel görüşlerini savunmak durumunda kalmıştır. Bu ikinci çabası Mutezile’ye karşıdır. Fakat onun mücadele ettiği bu insanlar yine ehl-i reyden addedilen kelâm âlimleridir. Bu ilişki başta ehl-i hadis olmak üzere bazı grupların Hanefîliğe bakışında önemli bir rol oynamıştır. Böyle bir ortamda Ebû Süleyman’ın hadis bilgisi belki fıkıhçılığı kadar önem taşıyacaktır. Bu sebeple makale iki temel noktaya yani Ebû Süleyman el-Cûzecânî’nin fıkıh ve hadis formasyonunun tespitine yoğunlaşmaktadır. Böylece Hanefî fukahanın hadis bilgisinin yetersiz olduğu yönündeki iddialar, mezhebin ikinci tabakasına mensup bir ilim adamının şahsında araştırılmış olacaktır.
The recognition of Ḥanafism, which completed its formation and development in Kufah, in other regions, was through the students of Abu Ḥanīfa (d. 150/767) and their students. Baghdad is one of the cities that know Abu Ḥanīfa school in this way. Although Abu Yūsuf (d. 182/798) and Imam Moḥammed (d. 189/804) settled in Baghdad later in their lives. But they also dealt with government affairs. For this reason, Ḥanafism owes the development of the Baghdad branch to these students as well as these two. Abu Süleyman al-Cūzecānī is at the top of these students. Fiqh and faith-related discussions shaped Abū Suleyman’s life here. Indeed 2/9. the century’s Baghdad is a small model of the entire Islamic geography in two respects. The first one is the discussions between ḥadith supporters and supporters of mind in the fiqh domain. The second is the creation of the Qur’an in the Kalam area. In this environment where the supporters of the ḥadith were quite strong, the knowledge of the ḥadith of Abū Sulayman will be as important as the knowledge of fiqh. For this reason, the article focuses on two basic points, namely the determination of the fiqh and ḥadith formation of Abū Suleyman al-Cūzecānī. Thus, the claims that Ḥanafi fiqh scholars ḥadith knowledge is insufficient will be investigated in the person of a scholar belonging to the second layer of the sect.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 6 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.