Bilginin aktarımı noktasında te’lif, kilit rolü oynamıştır. İslâm’ın temel metinlerinde bilgi ve bilginin aktarımının en önemli yolu olan yazıya vurguda bulunulması, ibtidai düzeyde olan Arapça te’lif kültürünün yeni evreler kat etmesini sağlamıştır. Bu bağlamda erken dönemlerde Kur’ân merkezli çeşitli alanlarda telifler ortaya çıkmıştır. Zamanla bu telifleri birbirinden ayırt eden temel farklılıklar belirginleşmiştir. Nahiv alanı da yaşanan sosyokültürel ve sosyopolitik devinimler neticesinde, erken dönemlerde sistemleşmiş ve “ikmâl”e ulaşmıştır. Böylece nahvî te’liflerde belirli üsluplara tabi olan bazı kategoriler oluşmuştur. Bu kategorilerin başında nahiv alanıyla ilgili malumatların kısaca aktarıldığı “metin” türündeki eserler gelmektedir. Hem bu tür eserlerdeki kapalılığı giderme gayesi hem de nahiv alanındaki “ikmâl” anlayışı neticesinde metinler üzerine açıklayıcı nitelikteki ikinci kategoride, “şerh” diye isimlendirilen eserler teşekkül etmiştir. Şerh te’lif tarzında genellikle tavzih, istişhâd ve örneklendirme gibi geleneksel te’lif üslubu, benimsenmiş olup metinin tümünü kapsaması hedeflenmiştir. Medreselerde tedrisat faaliyetini yürütenler, şerhleri okuturken veya derse ön hazırlık yaparken kendileri ya da öğrencilerinin not tutmasıyla üçüncü kategoride “hâşiye” diye anılan, te’lif tarzının ortaya çıkmasına öncülük etmişlerdir. Zamanla gelenekselleşen bu te’lif tarzı da şerhlerin sadece gerekli görülen kısımlarının işlendiği belirli ölçütleri olan te’lif yöntemi haline gelmiştir. Bu ölçütlerin başında uzun girizgâhlar, mantıki ve felsefi olgularla bezenmiş nahvi yorumlar, detaylı i’râb analizleri ve farazi sorularla yürütülen tartışmalar gelmektedir. Hâşiyelerin çoğunlukla medreselerde tedavülde olması bu mecrada bulunanların da hâşiye te’lifine yönelimini artırmıştır. Nitekim son dönem medrese âlimlerinden Fâhreddin el-‘Arnâsi (ö. 1392/1972) de bu kapsamda “Keşfü’l-Ğıtâ” adlı hâşiyeyi te’lif etmiştir. Bu bağlamda makalede hâşiye te’lif geleneğinin genel hatları çizilmiş ve söz konusu esere yansımaları üzerinde durulmuştur. Böylece önemli bir yekuna sahip olan hâşiye te’lif geleneğinin nahiv alanında oluşturduğu etki, uygulamalı bir şekilde incelenmiştir.
teşekkürler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Kabul Tarihi | 17 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.