İslâm,
Arap Yarımadası’nda ortaya çıktıktan sonra Sasani ve Gasani imparatorlukları
arasında sıkışıp kalan Arapça, lokal dil olmaktan çıkmış, evrensel bir dil
haline gelmiştir. İslâm’a giren farklı etnik toplulukların müntesipleri, Arap
dili ve edebiyatına katkı verme konusunda adeta yarışmıştır. Bu bağlamda Arapça
için, neredeyse dünya dilleri arasında en şanslı dildir, demek mümkündür. Kimi
ilim ehli, kendi memleketinde; kimisi de, doğduğu yer ile yetinmemiş, birçok
sıkıntıyı göğüsleyerek yakın ve uzak beldelere giderek Arapçayı öğrenmiş, ona
katkıda bulunmuştur. Bunda Aşağı ve Yukarı Mezopotamya’nın da katkısı, oldukça önemlidir.
İşte Arapça için doğduğu yerden hicret eden ve yurdundan uzakta vefat eden birisi
de Şeyh Bâkîr Zeynuddîn Ebubekr b. İshâk b. Hâlid el-Kahtâvî (H/770-847-M/1369-1443)’dir. O, Kâhta’da
doğmuş; yöresinde Arapça ilmini öğrenmiş, önce Haleb’e daha sonra Kahire’ye göçmüştür.
Orada Şeyhûniyye Medresesi’nde baş müderrislik yapmıştır. el-Kahtâvî, Kahire’de
ölmüş ve meşhur müfessir Râzî (ö.606/1210)’nin yanına defnedilmiştir. Biz, bu
çalışmada el-Kahtâvî’yi çeşitli yönleriyle ele alacağız.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2017 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.