Sağlık hizmetlerinin finansmanı, finansman
kaynakları ve yöntemleri, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde gündemi
sıklıkla işgal eden konular arasında yer almaktadır. Bunun temel nedenleri, kaynaklarının
gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun her ülkede kıt olması, artan sağlık
hizmetleri talebinin karşılanamaması ve mevcut kaynakların verimli kullanımı
ihtiyacıdır.
Maliyet paylaşımı, sağlık hizmetleri için
kısmen cepten ödenen bir sağlık bakım maliyeti kapatma tekniğidir. Maliyet
paylaşımı ile sağlık hizmetinden yararlananlarda maliyet bilinci oluşturmak
suretiyle, sağlık hizmetlerine olan talebi azaltmak için sıkça kullanılan bir
yöntemdir.
Bu çalışmada RAND sigorta deneyi bulgularından
yola çıkılarak ülkemizde uygulanan maliyet paylaşım yöntemlerinin sağlık
hizmeti kullanımı ve sağlık statüsü üzerindeki etkisi incelenmiştir.
Son 15 yılda Sağlıkta Dönüşüm Programıyla
kişi başı hekime müracaatlarının arttığı, halkın sağlık statüsü göstergelerinde
iyileşmeler olduğu ve sağlık harcamalarının arttığı görülmektedir. Harcamadaki
artışlar sürdürülebilirlik tartışmalarını beraberinde getirse de sağlığa
ayırdığımız pay dünya ile karşılaştırıldığımızda hala düşük oranda kalmaktadır.
Sonuç
olarak, harcamaların kontrol altına alınması için uygulamaya katkı payı
uygulamaları sağlık hizmeti kullanımını düşürememiş, halkın sağlık statüsüne
olumsuz etkisi yönünde bulgulara rastlanmamıştır. RAND sigorta deneyi verilerinden hareketle
sağlık harcamalarının kontrol altına alınması, hizmette erişiminde adaletin
sağlanması ve sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğinin garanti
edilmesi için maliyet paylaşım yöntemlerinin daha etkin kullanıldığı
düzenlemelere ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Yıl: 2018, Sayı: 1 |