ÖZ
Bu makale fotoğrafın gerçeklik konusunda ölüm ve ölümsüzlük anlayışının birbiri ile iç içe oluşunun analizini incelemektedir. Yaratıcılık eylemiyle başlayan fotoğrafın insanın kendini anlatmada bir araç olarak kullanması, değer verdiği şeyleri yitirme kaygısının önüne geçebilme çabasıdır. Anı durdurarak yaşamın kendisinden alınan belge artık gerçeği yansıttığı için ölümsüz olma niteliğine kavuşmuştur. Tüm fotoğraflar zamanın kendisinden alınan bir belge niteliğindedirler. Fotoğraf, yaşanılan anı ölümsüzleştirmek ve gerçeği göstermedeki farklılığıyla hem ölüm hem de ölümsüzlüğü bir arada sunmaktadır. Fotoğrafın bize ölümü hatırlatması farklı şekillerde yorumlanabilir; Barthes’a göre, “Bu olacak ile bu vardı” ölümün açıklamasıdır. Aynı şekilde Susan Sontag için “memento mori” kavramı ölüm olgusuna karşılık gelmektedir. Fotoğrafı ölüme karşı bir varlık gösterme, bir karşı çıkma olarak nitelendirebiliriz. Fotoğraf burada bize hem ölümü hem de ölümsüzlüğü sunar. Konu ne olursa olsun fotoğrafı çekilen nesne artık geçmişte kalmıştır –ölmüştür- diğer yandan fotoğrafı çeken kişi tarafından ölümsüz bir belge haline gelmiştir.
Anahtar Kelimeler: Fotoğraf, gerçeklik, ölüm, ölümsüzlük.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2016 |
Gönderilme Tarihi | 17 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 9 Sayı: 17 |