Amaç: Travma dünya genelinde ölümlerin başlıca
nedenlerindendir. Bunlardan düşme künt travma grubunda değerlendirilmekte ve
trafik kazalarından sonra 2. Sırada yer almaktadır. Çalışmamızda hastanemiz
acil servisine başvuran düşme öyküsü olan travma hastalarının demografik özelliklerini
ve sonuçlarını belirleyerek ileriye yönelik uygulanacak önleyici programlar
için ışık tutacak verilerin elde edilmesini sağlamayı amaçladık.
Gereç-Yöntem: Ocak 2016-Mayıs 2017
tarihleri arasında acil servise düşme nedeniyle başvuran 1433 düşme vakası
retrospektif olarak değerlendirilerek olguların demografik özellikleri ortaya
konuldu. Olguların cinsiyet, yaş, düşme yeri, etkilenen vücut bölgesi, taburculuk-yatış
durumu parametrelerine bakıldı. Kategorik değişkenler için istatistiksel
karşılaştırılmalarda ki kare analizinden yararlanıldı ve tanımlayıcı
istatistikler frekans (%) olarak gösterildi.
P<0.05 olduğu durumda istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Çalışmaya
alınan 1433 vakanın 836 (%58,3)’sı erkek ve tüm vakaların yaş ortalaması 30,7(±25,4)yıl olarak
hesaplandı. Yaş gruplarına dağılım incelendiğinde en fazla başvuru 559 (%39)
ile 0-18 yaş grubunda olduğu görüldü. 1433 vakanın 307 (%21,4)’sinin bir kliniğe
yatırıldığı saptandı ve yatırılan vakaların yaş ortalaması 43,57(±29,4) yıl
ile taburcu edilen vakaların yaş ortalamasından daha yüksek bulundu(p<0.001).
Yaş grupları arasında en fazla yatış oranının 115(%45,3) hasta ile 60 yaş üzerinde
olduğu görüldü. Vakaların düşme yerleri incelendiğinde 834 (%58,2) kişi ile
aynı seviyeden düşmeler en fazla hasta sayısına sahip grubu oluşturduğu
görüldü. Düşme sonucu etkilenen vücut bölümlerine bakıldığında 599 (%41,8)’kişi
ile en fazla yaralanma extremite yaralanması iken yatış oranlarına baktığımızda
%52,6 yatış oranıyla multitravma hastalarının yatış oranı en yüksek olarak
hesaplandı.
Objective: Trauma is one of the main causes of deaths throughout the world. Falls,
a type of trauma, is considered among blunt traumas and rank 2nd after traffic accidents.
In our study, we aimed to provide data that would offer insights for preventive
programs that would be implemented in the future, by determining the demographic
characteristics and results of trauma patients with a history of falling who had
presented to the emergency department of our hospital.
Material
and Method: A total of 1433 cases of falls who presented
to the emergency department between January 2016 and May 2017 due to a fall were
evaluated retrospectively, and their demographic characteristics were presented.
The cases’ gender, age, nature of injury, affected body part, and discharge/hospitalization status parameters
were considered. Chi-square analysis was utilized during statistical comparisons
of categorical variables, and descriptive statistics were presented in frequencies
(%). p<0.05 was considered statistically significant.
Results: Of the 1433 cases who were included in the study, 836 (58.3%) were male,
and the mean age of all cases was calculated as 30.7 (±25.4) years. When the distribution
of the cases into age groups was examined, the maximum number of patients presenting
was 559 (39%) in the 0–18-year-old age group. It was found that 307 (21.4%) of the
1433 cases were admitted to a clinic, and that the mean age of the admitted cases,
43.57 (±29.4), was higher than that of the discharged cases (p<.001). The maximum
hospitalization rate among the age groups was 115 (45.3%) patients in the group
with patients over 60 years of age. When the nature of injury of the cases were
examined, it was seen that the group of people falling from the same level constituted
the highest number of patients, 834 (58.2%) people. Considering the body parts affected
by a fall, the maximum number of injuries involved 599 (41.8%) patients with an
extremity injury. And, considering the hospitalization rates, the rate of hospitalization
of multi-trauma patients with a 52.6% hospitalization rate was calculated as the
highest rate.
Conclusion: In order to reduce cases of falls that constitute
a significant portion of traumas, it is emphasized that it is necessary to raise
awareness of the community in this regard, to train emergency medicine physicians,
and to take preventive measures for circumstances that can be prevented.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2019 |
Kabul Tarihi | 10 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 26 Sayı: 4 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi/Medical Journal of Süleyman Demirel University is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 International.