The second half of the twentieth
century indicates a period during which started the questioning of the critical
and literary theory and the centralisation of the critic and the writing on the
writing process. This questioning stems from a path on how the writing works,
not on what the writing is fundamentally. The critical approach concentrating
on how the text forms itself, starting from Saussure’s structuralism until
1960s which is a try of the centralisation of the sign leaves itself to a play
of the structurality of the structure. This play whereas reiterates itself in
all signification focuses, diversifies, reproduces, separates and disseminates
and the sign turns to be the trace. This trace leads the structures outside and
inside of the text into a movement subjecting which is actually there to a
differance of deferral by ensuring the unmasking of all semantic and structural
contradictions confined into the “logos” by questioning the totality and
rocking to its foundations the thought of Western logocentrism and by erasing
on-going metaphysics of presence giving way to a deconstruction. This movement
bring along not only a deconstruction but also a reconstruction. This dynamism
marks the two moments of the writing. First of all a procedure of eversion and
a moment of re-inscription deconstruct all semantic contradictions, illusions,
structures depending on the metaphysics of presence. This moment is also a moment
and an event of lecture, the writing turns to be a field of action and a
historical being in which the lecture happens. In this research, the movement
of the deconstruction existing in the principal texts of Derrida entitled “Of
Grammatology” (1967) and “Writing and Difference” (1967) and how grammatology
works will be deeply examined.
Jacques Derrida grammatology differance writing deconstruction
Yirminci yüzyılın ikinci yarısı, yazı üzerine sorgulamaların başladığı,
yazı üzerine yazının; eleştirinin merkezine oturduğu bir döneme işaret eder. Bu
sorgulamalar özünde yazının ne olduğuna değil, nasıl çalıştığına dair bir
izlekten köken alır. Yazı üzerine yoğunlaşan eleştirel yaklaşım metnin
kendisini nasıl oluşturduğuna yoğunlaşırken, Ferdinand de Saussure ve
yapısalcılıkla başlayıp 1960’lı yıllara kadar süregelen göstergenin merkezde
olduğu bir merkezileştirme çabası kendisini Jacques Derrida’nın deyimi ile
yapının yapısallığı oyununa bırakır. Bu oyun kendini tüm anlam odaklarında
yinelerken farklılaştırır, çoğaltır, dağıtır, ayırır ve gösterge yerini ize
bırakır. Bu iz, aynı zamanda söz-merkezci Batı düşüncesinin bütünüyle
temellerinden sarsılarak sorgulanmasını ve yerini bir yapı söküm uğraşına
bırakmasını, logosun içine hapsedilmiş tüm anlamsal ve yapısal çelişkilerin
maskesinin düşürülmesini sağlayarak; orada ve şimdi mevcut olanı ertelenmiş bir
“ayırama”[1]
tabi tutarak metnin dışında ve içindeki yapıları bir hareket içine dahil
etmektedir. Bu dinamizm yazının iki anını imler. Öncelikle bir ters-yüz etme,
bunu takiben bir yeniden kayda geçme anı yazının tüm anlamsal duraklarındaki
çelişkileri ve hiyerarşik yapıları yapı söküme tabi tutar. Bu an, aynı zamanda
bir okuma olayı ve anıdır. Yazı, okumanın vuku bulduğu bir tarihsel oluşa, bir
eylem alanına dönüşür. Bu çalışmada, yazının Derrida’nın deyimiyle
gramatolojinin (yazı bilimi) nasıl işlediği, yapı sökümün uygulandığı temel
metinleri ve Derrida’nın “Yazıbilime Dair”(1967)
ve “Yazı ve Fark”(1967) adlı
eserlerinde ortaya koyduğu bu yapı söküm hareketi detaylıca incelenecektir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 38 |
Selcuk University Journal of Faculty of Letters will start accepting articles for 2025 issues on Dergipark as of September 15, 2024.