Background: The study aims to provide information on the location and morphology of the greater palatine groove, crest, and bridge in the hard palate and to improve awareness of these structures.
Methods: Two hundred cone beam computed tomography (CBCT) images were randomly selected and the existence of the groove/crest/bridge structures was evaluated in the upper first and second molar regions, regardless of dental situations (dentate or edentulous). The grooves were classified as flat (<1.5 mm), shallow (from 1.5 to 3 mm), and deep (> 3 mm). The presence and types of groove were recorded. All data were assessed according to different age groups and sex.
Results: Of the 200 images evaluated, 163 individuals (81.5%) had at least one groove and only 37 (18.5%) had no groove. A total of 737 grooves were detected and the mean depth of the grooves was 2.19±1 mm. The frequency of grooves was significantly higher in dentate regions (p<0.05). In the first and second molar regions, 185 sites (46.25%) and 231 sites (57.75%) had at least one groove, respectively. The most common type was shallow groove (53.18%, 392/737). The higher mean values of groove depth were in the 61-70 and 71-86 years’ age groups.
Conclusion: Palatal groove is not a rare anatomic condition. Physicians should be aware of this structure to prevent damage to the neurovascular structures contained in grooves during surgical procedures in related areas.
-
-
-
Amaç: Posterior maksillayı içeren dental işlemler öncesinde sert damakta bulunabilecek büyük palatin oluk, sırt ve köprü yapılarının yeri ve morfolojisi hakkında bilgi sahibi olmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Rastgele seçilen 200 konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüsü oluk / sırt / köprü yapıların varlığı, dişli olup olmadığına bakılmaksızın 1. ve 2. molar alan için ayrı ayrı taranmıştır. Mevcut oluklar düz (<1,5 mm), sığ (1,5 ila 3 mm) ve derin (> 3 mm) olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca veriler farklı yaş gruplarına ayrılarak oluk varlığı ve türleri açısından değerlendirilmiştir.
Bulgular: 200 hastanın 163'ünde (% 81,5) en az bir oluk vardı ve hastaların sadece 37'sinde (% 18,5) oluk yoktu. Tespit edilen toplam 737 oluğun ortalama derinliği 2,19 ± 1 mm idi. Oluklar dişli alanlara göre dişsiz bölgelerde önemli ölçüde daha fazla idi(p <0,05). 1. ve 2. molar bölgelerinde sırasıyla 185 yer (%46,25) ve 231 yer (%57,75) en az bir oluğa sahipti. En yaygın oluk tipi sığ olarak bulundu. En yüksek ortalama oluk derinliği değerleri 61-70 ve 71-86 yaş gruplarındaydı.
Sonuç: Palatal oluk nadir görülen bir anatomik durum değildir. Bu bölgedeki cerrahi işlemler sırasında olukların içerdiği nörovasküler yapıların zarar görmemesi için klinisyenler bu yapının farkında olmalıdır.
-
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Diş Hekimliği |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Yayımlanma Tarihi | 27 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Selcuk Dental Journal Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.