Mevcut ideolojinin yeniden üretilmesinde ve erkek egemen söylemin pekiştirilmesinde bir araç olan ve kendi içinde pek çok farklı türe ayrılan geleneksel anlatı sineması hemen ve kolayca kavranabilir görsel dünyalar kurmakta ve bu dünyanın içine popüler kültürün önemli bir kısmını işgal eden aşk, cinsellik, zengin-yoksul karşıtlığı, aile, kahramanlık, dayanışma, cesaret, kıskançlık, hırs, rekabet vb. gibi konuları yerleştirmektedir. Romantik komedi filmleri de bu konuların oldukça yoğun olarak işlendiği filmler arasında yer almak- tadır. Aydınlanma, modernizm ve sonrası dönemlerde kendi içinde değişim geçiren ve toplumsal hayatı düzenleyen bir kurgu olarak ortaya çıkan “romantik aşk” kısa zamanda anlatıların vazgeçilmezi haline gelmiştir. Bu çalışmada 1990 sonrası yükselişe geçen popüler Türk sineması içinde yer alan ve adından da anlaşılacağı üzere türünün tipik bir örneği olarak nitelendirilebilecek Romantik Komedi: Aşk Tadında (2010) ve Romantik Komedi 2: Bekarlığa Veda (2013) filmleri aşk ve kadın-erkek temsilleri açısından ele alınmakta ve romantik aşk kavramının, temsillerin meşrulaştırılmasında, içselleştirilmesinde ve yeniden üretilmesindeki etkisi bu filmler üzerinden sorgulanmaktadır.
As a tool used to regenerate the existing ideology and consolidate male-dominant discourse, the traditional narrative cinema, a medium divided into various genres, creates a visible world that can instantly be recognized, and it places into this world such themes as love, sexuality, poor-rich contrast, family, heroism, solidarity, bravery, jealousy, greed, and rivalry, which comprise a major part of popular culture. Romantic comedies are among the films that focus on these themes. Having undergone a process of self-transformation during the ages of enlightenment, modernism, and post-modernism, “romantic love,” a fiction regulating social life, soon became an indispensable part of the narrative. Two examples of Turkish popular cinema Romantik Komedi: Aşk Tadında (2010) and Romantik Komedi 2: Bekarlığa Veda (2013), typical examples of their genre as their titles suggest, are evaluated in this study with regard to love, male-female representations, and the effect of “romantic love” on the legitimization, internalization, and duplication of such representations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 5 Sayı: 2 |
sinecine TR DİZİN ve FIAF tarafından taranmaktadır.