Öz
Türk Dünyası coğrafyasında sıklıkla yaşanan sıkıntılardan biri olan ve ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, muhaceret olarak tanımlanabilecek göçler, kişilerin ve milletlerin kaderini belirlemede üzerinde durmaya değer bir kavramdır. Türk Dünyasındaki göçlerin bir kısmı istemli olsa da çoğu istemsiz olarak gerçekleşmiştir. Balkan coğrafyasında yaşanan göçlerin birçoğu da istemsiz olmuştur. Siyasi baskılar ve savaşlar göçün en büyük sebepleri olagelmiştir. 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Balkan Türkleri açısından tarihî bir dönüm noktası olmuştur. Savaş sonrasında bu bölgede bulunan Türkler, yaşamış oldukları baskı ve maruz kaldıkları şiddet olayları neticesinde, yüzyıllardır yurt bildikleri topraklardan göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu tür toplumsal olayların edebiyata yansımasının olduğu bir gerçektir. Özellikle romanlar; konuları daha ayrıntılı işleyen, kalabalık bir kadro ve mekân bildirme özelliğinde bir tür olduğu için, bir olgunun da daha ayrıntılı incelenmesine imkân vermektedir. Yapılan incelemeyle göç olgusunun Ocağımız Sönmesin romanına nasıl yansıdığını göstermek amaçlanmaktadır. Çünkü bu roman ana unsurlar ve temel karakterleri bakımından göç izleğinin belirgin işlendiği bir romandır. Ocağımız Sönmesin, tarihi roman ve göç izleği çerçevesinde değerlendirilmiştir. Belirlenen göç izleğinden hareketle, 93 Harbi döneminde yaşanan göçlerin tarihsel gerçekliğinin romanın kurmaca dünyasına nasıl yansıdığını ve dolayısıyla kişiler, zaman ve mekân unsurları bağlamında göç için nasıl hazırlıklar yapıldığını, göç yolculuğu esnasındaki gelişmeleri, göçün ne gibi sonuçlar doğurduğunun tahlili yapılacaktır. Ayrıca yapılan çalışma, roman kahramanları üzerinden topluma, toplumdan roman kahramanlarına göç olgusunun nasıl yansıdığını görebilme şansı verecektir.