Osmanlı İmparatorluğu idari olarak teşkilatlanma sürecinde, kendinden önce kurulan Müslüman Türk devletlerinin ilmiye sınıfına dair teşkilatlanma yapısını da değerlendirerek kendine özgü bir eğitim sistemi kurmuştur. Osmanlı eğitim sisteminin merkezinde ve temelinde ise medreseler bulunmaktadır. Osmanlı Devleti’nde 16. yüzyıldan itibaren başlayan ve 17. yüzyılda belirginleşen bozulmalar, eğitim sistemine de sirayet etmiştir. Bu durum müderrisliğe sıra ve sınav ile atama usulü olan mülazemet sisteminde de etkisini göstermiştir. Özellikle II. Mehmet’in Teşkilat Kanunnamesi ile birlikte ilmiye sınıfında yer alan kişilerin erkek çocuklarına devlet kadrolarında istihdam edilmek üzere bazı imtiyazlar tanınmıştır. Bu imtiyazlar ile çok küçük yaştaki çocuklara dahi mollalık, kadılık ve müderrislik gibi unvanlar verilmesi sonucunda beşik ulemalığı kavramı ortaya çıkmıştır. Beşik ulemalığı, aile üyeleri ve yakın akrabalara yönelik bir kayırmacılık uygulaması olarak da tanımlanan nepotizme bir örnek oluşturmaktadır. Bu çalışmada doküman analizi yöntemi vasıtasıyla beşik ulemalığı kapsamında ilmiye sınıfına mensup Ebussuud Efendi ve Mevlâna Muslihüddin Kastalani gibi diğer ulemaların da icraatları incelemeye tabi tutularak, Osmanlı eğitim sisteminde nepotizmin varlığı ortaya konmuştur.
During the administrative organization process of the Ottoman Empire, it established a unique education system by evaluating the organizational structure of the Muslim Turkish states established before it, regarding the ilmiye class. In the center and foundation of the Ottoman ilmiye organization, there are madrasas. The deteriorations that started in the 16th century in the Ottoman Empire and became evident in the 17th century also spread to the education system. This situation has also shown its effect in the mulazemet system, which is the method of appointment to the mudarris by order and examination. Especially with II. Mehmet's Organization Law, some privileges were given to the sons of the people in the ilmiye class to be employed in government positions. With these privileges, the concept of cradle ulema emerged as a result of giving titles such as mullah, kadi and mudarris even to very young children. Cradle ulema (scholar) is an example of nepotism, which is also defined as a nepotism practice towards family members and close relatives. In this study, the existence of nepotism in the Ottoman education system was revealed by examining the practices of other scholars such as Ebussuud Efendi and Mevlâna Muslihüddin Kastalani who were members of the ilmiye class within the scope of the cradle ulema through document analysis method.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2023 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 1 |