Kur’ân-ı Kerîm’in en belirgin vasıflarından birisi, edebî ve belâğî açıdan i’câz düzeyinde ilahi bir kitap oluşudur. Kur’ân’ın i’câzıyla ilgili erken dönem çalışmaları, daha ziyade onun bu yönüyle ilgilidir. Bulunduğu dönemin genel yapısına uygun olarak İbn Kuteybe, çeşitli açılardan Kur’ân’ın bir savunusu niteliğinde olan Te’vîlü Müşkili’l-Kur’ân isimli eserinde çok sayıda âyeti Arap dilbilimi ve retoriği açısından incelemektedir. Müellifin, eserdeki asıl gayesinin Kur’ân’da çelişki ve dilsel hatalar olduğu iddialarına edebî ve belâğî açıdan cevap vermek olduğu düşünüldüğünde, eserin i’câz açısından incelenmesi önem arz etmektedir. Buradan hareketle eserde geçen konu başlıkları ve eserin sistematiği dikkate alınarak İbn Kuteybe’nin i’câzu’l-Kur’ân ilmine ne tür katkıları olduğu tespit edilmeye çalışılmaktadır. Hicrî dördüncü asırda müstakil bir ilim hüviyetini elde eden i’câzu’l-Kur’ân ilminin ilk nüvelerinin erken dönemlerden itibaren oluşmaya başladığı görülmektedir. Hicrî ikinci asırda âyetleri çeşitli açılardan araştırma konusu yapan eserlerde, Kur’ân’ın edebî i’cazıyla ilgili işaretlerin varlığı da bu tespiti desteklemektedir. Özellikle âyetleri dil bilimsel açıdan inceleyen eserlerde sistematik olmamakla birlikte, âyetler üzerinde yapılan retorik analizlerde Kur’ân’ın i’câzıyla ilgili somut bilgiler bulunmaktadır. İ’câzu’l-Kur’ân ilmi açısından henüz teşekkül süreci olarak değerlendirilebilecek bu evre, söz konusu ilme temel teşkil etmesi açısından önem arz etmektedir. Hicrî üçüncü asra gelindiğinde ise benzer durumun devam ettiği, i’câzu’l-Kur’ân’ın henüz müstakil bir ilim hüviyetini elde etmediği görülmektedir. Ancak bir önceki dönemden farklı olarak bu dönemde telif edilen eserlerde, Kur’ân’ın i’câzına temel oluşturacak edebî ve belâğî kavramlar ile bunlarla ilişkili bilgilerin biraz daha belirginleştiği ifade edilebilir. Özellikle âyetlerin edebî ve belâğî hususiyetlerini önceleyen eserler, bir sonraki asırda bağımsız olan bu ilmin gelişim sürecine kaynak teşkil etmişlerdir. Şüphesiz bunlar arasında muhteva açısından oldukça zengin olmakla birlikte daha ziyade Arap dili temelinde inşa edilen Te’vîlü Müşkili’l-Kur’ân’ın ayrı bir yeri vardır. Söz konusu eseri bu alanda öne çıkaran başlıca faktör, i’câzın gerek teorik gerekse uygulama açısından henüz başlangıç evresinde olduğu hicrî ikinci asır ile bağımsız bir ilim formuna dönüştüğü dördüncü asır arasında köprü işlevi görmesidir. Kendisinden sonra telif edilen i’câzu’l-Kur’ân’la ilgili ilk eserlerin temel kaynakları arasında yer alması da buna delalet etmektedir. Genelde erken dönem tefsir çalışmaları özelde i’câz çalışmaları açısından Te’vîlu Müşkili’l-Kur’ân’ı bulunduğu dönemde öne çıkaran başlıca faktörlerden biri, zahiren müşkil addedilen çok sayıda âyetle ilgili retorik tahlillere yer vermesidir. Bunların hatırı sayılır kısmının Kur’ân’ın edebî i’câzıyla ilgili olduğu dikkate alındığında, eserin i’câzu’l-Kur’ân ilmi açısından önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. İbn Kuteybe’ye göre, Arapçanın edebî incelikleri Kur’ân-ı Kerim’de en mükemmel bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte kendine özgü mecâz üslubuyla Arapçanın diğer dillerden üstün olduğu fikri, onun i’câz yaklaşımının diğer bir boyutunu oluşturmaktadır. Zira bu noktadan hareketle kutsal kitaplardan farklı olarak Kur’ân’ın başka bir dile tercümesini mümkün görmemektedir. Onun bu düşüncesi ayrıca, i’câz perspektifinin son derece kapsamlı olduğuna işaret etmektedir. Her ne kadar teorik izahlara çok fazla girmese de mecâz, istiâre, maklûb, hazf, ihtisâr, tekrâr, ziyâde, kinâye, ta’rîd vb. konu başlıkları altında yer verdiği örnek âyetler üzerinde yaptığı tahlillerde i’câza dair somut bilgiler görmek mümkündür.
Tefsir Belâğat İ’câz İ’câzu’l-Kur’ân İbn Kuteybe Tevilü Müşkili’l-Kur’ân.
One of the most distinctive dimension of the Qur’ān is its divine book status at an i'jāz level in terms of literary and rhetorical aspects. Early studies on the i'jāz of the Qur’ān are mainly concerned with this aspect. Ibn Qutaybah, in his work Ta'wīl Mushkili’l-Qur’ān, which is more of a defense of the Qur’ān from various angles, examines numerous verses in terms of Arabic linguistics and rhetoric, in line with the general structure of the period. Considering that the main purpose of the author in responding to claims of contradictions and linguistic errors in the Qur’ān from a literary and rhetorical perspective, it is important to examine the work in terms of its i'jāz aspect. Based on the topics covered in the work and its structure, the contributions of Ibn Qutaybah to the science of i'jaz al-Qur’ān are being determined. It is seen that the first seeds of the science of i'jaz al-Qur’ān, which obtained an independent scientific identity in the fourth century AH, began to form in the early periods. In works that investigate verses from various perspectives in the second century AH, the existence of indications of the literary i'jaz of the Qur’ān also supports this finding. Especially in works that analyze verses from a linguistic perspective, although they are not systematic, there are concrete information on the i'jaz of the Qur’ān in rhetorical analyses of verses. This phase, which can still be considered as the process of formation of the science of i'jaz al-Qur’ān, is important in terms of constituting the basis of this science. In the third century AH, it is observed that a similar situation continues and i'jaz al-Qur’ān has not yet obtained an independent scientific identity However, it can be expressed that in this period, unlike the previous period, literary and rhetorical concepts that will constitute the basis of the miraculousness of the Qur’ān and related information miraculousness of the Qur’ān that were written after it. One of the main factors that made Ta'wīl Mushkili’l-Qur’ān prestigious in its time, especially in terms of the studies of the miraculousness, was that it included rhetorical analyses related to many verses that were seemingly difficult. Considering that a significant portion of them are related to the literary miraculousness of the Qur’ān, the importance of the work in terms of the science of the miraculousness of the Qur’ān naturally emerges. According to Ibn Kuteybe, the literary subtleties of the Arabic language are most perfectly revealed in the Qur’ān. However, the idea that Arabic is superior to other languages with its unique figurative style constitutes another dimension of his approach to the miraculousness. Because based on this point, it is not possible to translate the Qur’ān into another language unlike other holy books. This idea also indicates that the perspective of the miraculousness is extremely comprehensive. Although he does not go into too much theoretical explanation, it is possible to see concrete information about the in his analyses of the example verses he gives under the headings of of majāz, ısti’ârah, maklûb, hadhf, ıkhtisâr, takrâr, ziyadâh, kinayâh, ta’rîd etc.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Mayıs 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ocak 2023 |
Kabul Tarihi | 8 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.