İt
is a fact that the news that includes the hadith narrations are not transmitted
at the same level. Some announcement were transmitted by the masses at the time
they came from the source, while others were transmitted by fewer people.
However, some narration, which is widely used in certain periods and reaches a
mutawatir level, may be less transmitted in later periods and fall to the level
of ahad habar. Therefore, some changes occur in the value of information which
expressed by such narration. İcmâ, which is a subject that should express
certain information, is transmissed via ahad narrations. On the other hand, the
allied opinion regarding the transmission of ahad habar was accepted as valid
way in the practic, but only mutawatir habar in terms of belief and
methodological matters. However, the status and knowledge value of the
narratives of icmâ in terms of quotation have been discussed by scholars.
Therefore, from the first period, the narrations of icmâ have been discussed by
different scholars from different denominations, which led to different
approaches to the transmission of habar. One of the prominent approaches
belongs to Kadi Abdulcabbar. He evaluated the narrations about icmâ in view of
reasoning. Kadi Abdulcabbar handled the narratives in the historical process
and made statements about the value of the information are expressed. In this
study, we will try to examine the approach of Kādî Abdülcebbâr in the light of
his methodology for the evaluation of icma narrations.
Hadis
rivayetlerini de içine alan haberlerin aynı düzeyde nakledilmediği bir
gerçektir. Bazı haberler, kaynağından çıktığı an itibariyle yalan üzere
birleşmesi mümkün olmayan kitleler tarafından nakledilirken bazıları da daha az
kişi tarafından aktarılmıştır. Bununla birlikte belirli dönemlerde yaygın bir
şekilde kullanılan ve mütevâtir derecesine ulaşan kimi haberler, sonraki
dönemlerde daha az nakledilip âhâd seviyesine düşebilmekte veya bunun aksi
durumu söz konusu olabilmektedir. Haberlerin nakli hususunda ittifak edilen
görüş ise ameli konularda âhâd haberlerin geçerli olması, itikad ve usûl
konularında ise sadece mütevâtir haberlerin itibara alınmasıdır. Bir usûl
konusu olan icmâ‘ rivayetlerinin nakil durumu ve bilgi değeri alimler
tarafından tartışılmıştır. İlk dönemden itibaren farklı mezheplere müntesip
alimler tarafından tartışılan icmâ‘ rivayetleri, haberlerin nakli konusunda
farklı yaklaşımların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Zira kesin bilgi ifade
etmesi gereken bir konu olan icmâ‘ın günümüze ulaşan hadis eserlerindeki
dayanağını âhâd rivayetler oluşturmaktadır. İcmâ‘ ile ilgili rivayetleri akli
açıdan ele alıp tartışan alimlerden biri de akli istidlal metoduyla ön plana
çıkan Mu‘tezile Mezhebi’ne mensup olan Kādî Abdülcebbâr’dır (ö. 415/1025). O,
konuyla ilgili rivayetleri ve bunların ifade ettiği veya edeceği bilgi değeri
hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Bu çalışmamızda Kādî Abdülcebbâr’ın icmâ‘
rivayetlerinin nakline yönelik yaklaşımını ele almaya çalışacağız. Bu yaklaşım,
bir dönem mütevâtir derecesinde nakledilen ancak daha sonraları bu niteliği
kaybeden usûl ile ilgili bir konunun ifade edeceği bilgi değerine ışık
tutacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ağustos 2019 |
Kabul Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 10 Sayı: 23 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.