İslâm kültür mirasının en önemli ögelerinden biri de âlimlerdir. İslâm âlimleri kendilerinden önceki birikimden istifade etmiş ve bunun yanında çağın sorunlarına yaşadıkları dönemden ileriye dönük projeksiyonlar sunmak suretiyle çözüm önerileri sunmuşlardır. Nitekim İslâm entelijansiyası bilhassa sosyal, kültürel ve siyasi kriz dönemlerinde çağın ufkunu aşan yorumlar serdederek İslâm medeniyetinin sürdürülebilirliğine katkı sağlamıştır. Modern dönem bilginleri ise kimileri tarafından bu kültürel kalkınma operasyonunda ürkek, çekingen ve pasif kaldıkları için tenkit edilmiştir. Ancak diğer taraftan modern dönem telakkileri geçmişten çok daha hızlı değişim ve dönüşüm gösterdiği için söz konusu sessizliğin fırtınanın habercisi olduğu yorumları da yapılmıştır. Modern dönemin İslâm düşünce tarihi dönemlendirme faaliyetlerinde bir taraftan “duraklama dönemi” diğer taraftan “arayış dönemi” şeklinde isimlendirilmesi de bu yorum farklılığının mahsulüdür. Bu doğrultuda modern dönem araştırmacılarının içinde bulundukları çağın gerçeklerini göz ardı etmeleri mümkün olmadığı gibi, tarih sahnesinin muhtemel senaryolarını da göz önünde tutarak ne ile karşı karşıya kalınacağı ve bunlarla nasıl bir ilişki kurulması gerektiği hususunda çaba sarf etmesi zaruridir. Başlangıçta Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, ashâbının ve onları takip edenlerin söz, fiil ve takrirlerinin sıhhat değerlendirmeleriyle dolu olan hadis ilmi, sosyo-kültürel ve siyasi zeminin olgunlaşması sonucunda pek çok kavram, mesele, problematik, anlam ve yorumun beslediği literatürle zenginleşmiştir. Bunun son ürünü “akademik hadisçilik” olarak tanımlanan çalışma faaliyetleridir. Akademik hadis araştırmaları da klasik dönemde olduğu gibi yaşadığı çağın gerçeklerinden kopamamıştır. Bu kapsamda klasik dönem meselelerinin tetkik edildiği akademik araştırmaların yanında modern dönemde ortaya çıkan yeni durumlarla ilgili çalışmalar da yapılmıştır. Modern dönemde ortaya çıkan hususlardan biri de yapay zekâdır. Esasında yapay zekâ faaliyetleri 1940’lı yıllara dayanır. Ancak yapay zekâ yazılım algoritmalarının günden güne gelişmesiyle bu çalışmaların akademik faaliyetlere ne gibi faydaları ya da zararları olacağı da gündeme gelmeye başlamıştır. Zira kendisine yöneltilen sorulara salt arama motoru işleviyle değil, veri madenciliği yapmak suretiyle cevap veren dil modelleri geliştirilmiştir. Zikri geçen dil modellerinin yakın gelecekte akademik çalışmalar yapabilme gücüne kavuşması beklenmektedir. Bu mütevazi çalışmada bir yapay zekâ dil modeli olan ve OpenAI tarafından tasarlanan ChatGPT-3 (Generative Pre-trained Transformer-3) modelinin genelde sosyal bilimler, özelde ise akademik hadis araştırmalarına ne gibi katkı sağlayacağı örnek metinler üzerinden tetkik edilmiştir. Araştırmamızın girişinde yapay zekânın tarihi ve OpenAI şirketinin bir dil modeli olan ChatGPT-3 hakkında bilgi verilecektir. Yapay zekânın akademik araştırmalara katkı sağlamasının mümkün olup olmadığı ve özellikle ilahiyat araştırmalarına nasıl yön vereceği incelenmiştir. Tüm bunların akabinde yapay zekâya hadis ilim ve tarihinin genel yapısı altında yer alan pek çok kavram, problematik ve tüm bunlara bağlı olarak gelişen anlam ve yorum konularında sorular yöneltilmiştir. Yapay zekânın bu sorular karşısında verdiği cevaplardaki veri analizi kabiliyeti akademik bir titizlikle incelenerek onun akademik hadis araştırmalarına ne gibi artı ya da eksileri olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada bizim ifadelerimizle yapay zekânın sözlerinin birbiriyle karışmaması için yapay zekânın açıklamaları tırnak içinde ve içerlek yapılmak suretiyle gösterilmiştir. Okuyucunun doğru bir izlenim elde etmesi için ise yapay zekânın verdiği cevaplarda bulunan yazım yanlışlarına ve anlatım bozukluklarına müdahale edilmemiştir.
Derginin yayımlanma sürecine katkı sağlayan tüm hocalarımıza teşekkür ederim.
One of the most important elements of Islamic cultural heritage is scholars. Muslim scholars have benefited from their previous heritage and, in addition, they have offered solutions to the problems of the age by presenting forward-looking projections from the period in which they lived. As a matter of fact, the Islamic intelligentsia contributed to the sustainability of Islamic civilization, especially in times of social, cultural and political crisis, by expressing comments that went beyond the horizon of the age. Contemporary scholars have been criticized by some for being timid, shy and passive in this cultural development operation. However, on the other hand, it has been put forward that the silence in question is the calm before the storm, since the notions of the modern period change and transform much faster than in the past. The fact that the modern period is named called “pause period” on the one hand and “search period” on the other in the periodization activities of the history of Islamic thought is the reflection of this difference in interpretation. In this direction, it is not possible for researchers of the modern period to ignore the realities of the age they live in as well as it is imperative that they make an effort to determine what they will encounter and how to establish a relationship with them, taking into account the possible scenarios of the historical scene. As a result of the maturation of the socio-cultural and political ground, the science of hadith, which was initially filled with evaluations of the words, deeds and approvals of the Prophet (pbuh), his companions and their successors, has been enriched with the literature nourished by many concepts, issues, problematics, meanings and interpretations. The new form of this is the study activities defined as “academic hadithism”. Academic hadith studies, as in the classical period, could not break away from the realities of the age in which it lived. In this context, besides the academic studies examining the issues of the classical period, studies on the new situations that emerged in the modern period were also carried out. One of the innovations that emerged in the modern era is artificial intelligence. In fact, artificial intelligence activities date back to the 1940s. However, with the development of artificial intelligence software algorithms day by day, the benefits or harms of these studies on academic activities have started to come to the fore. Because, language models have been developed that respond to the questions posed to him by doing data mining, without just functioning as a search engine. It is expected that the mentioned language models will gain the power to carry out academic studies in the short term. In this study, how the ChatGPT-3 model (Generative Pre-trained Transformer-3), which is an artificial intelligence language model and designed by OpenAI, will contribute to social sciences in general and academic hadith studies in particular will be examined through sample texts. In the introduction to our research, information will be given about the history of artificial intelligence and ChatGPT-3, a language model of OpenAI. It will be examined whether it is possible for artificial intelligence to contribute to academic research and how it will guide especially theological research. After all these, questions will be asked to artificial intelligence about many concepts, problems and meanings and interpretations that are under the general structure of hadith science and history. The data analysis capability of artificial intelligence in the answers to these questions will be examined with an academic meticulousness, and it will be determined what kind of pros or cons it has on academic hadith studies. In the research, the explanations of artificial intelligence will be presented in quotation marks and inset so that our expressions and the words of artificial intelligence do not mix with each other. In order for the reader to get a correct impression, spelling mistakes and expression disorders in the answers given by artificial intelligence will not be interfered with.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Ağustos 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ocak 2023 |
Kabul Tarihi | 6 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 32 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.