The concept of fiqh, which means comprehension and discernment, expresses the knowledge of things that are beneficial and harmful to the person. In terms of nature, the concept of fiqh has esoteric provisions in the sense of taqwa, intention, sincerity or the ability to perform the worship from the heart, as well as the outward provisions of matters such as worship, treatment and obedience. At this point, although the fukahâ accepted the outward provisions and the mystics accepted the outward provisions of worship, they concentrated on the esoteric provisions. These two concepts, also referred to as fiqh-i zahir and fiqh-i batin, complement each other in essence and reveal the fulfillment of religious duties, especially worship, both in appearance and in the heart. Deeds like taharah, prayer, ablution, pilgrimage, fasting, zakat, which are visible, are the subject of outward fiqh; heartfelt deeds such as sincerity, patience, consent, gratitude, zuhd constitute the subject of esoteric fiqh. On the other hand, fiqh is not only a law that regulates outward facts, but also a science that aims to save a person in the hereafter. However, since the fuqaha do not include this moral dimension of fiqh in their books, Sufism fills this area that fiqh needs. Therefore, it is seen that there is a strong relationship between these two sciences, which is a relationship of complementing each other. It is Ghazali who dealt with this subject comprehensively and for the first time, explaining the esoteric and the outward science with different classifications of science. Another sufi who sets an example for interdisciplinary work and deals with this issue in a broad framework is İbnü’l-Arâbî. İbnü’l-Arâbî, known as Şeyhü'l-Ekber or Muhyiddîn and who realized mystical experience in time, is a scholar who has deep knowledge of many fields such as tasawwuf, tafsir, hadith, and fiqh. It is seen that İbnü’l-Arâbî, who wrote his works with divine orthography and dealt with many different subjects in his works, paid attention to the integrity of outward fiqh and esoteric fiqh. In this article, the subject of cleanliness, which is important for all sciences, especially furû-ı fiqh, and especially the subject of ablution will be discussed in the integrity of outward fiqh and esoteric fiqh. Besides the outward dimensions of ablution, esoteric provisions will also be evaluated, taking the work of al-Fütûhât-ı Mekkiyye, which is composed of 560 chapters, which İbnü’l-Arâbî, who has an important place in Islamic thought and who pioneered the world of mysticism with his thoughts, states that he wrote with discovery and inspiration, as an example. In his work, İbnü’l-Arâbî uses a simple language and deals with all the provisions of ablution that are fard, sunnah or mustahab. Besides being a mystic, İbnü’l-Arâbî, who has as much knowledge of the fiqh provisions as a fuqaha, first expresses the fiqh-related provisions of every organ regarding ablution, the disagreements and alliances of the madhhab scholars, and reveals the esoteric provisions on these provisions. Proving the subject by citing relevant verses and hadiths and expressing his own opinion after the outward and esoteric judgment of the subject provides a unique framework for his work. After this framework he shares with the reader what he carries about the spiritual dimensions of the relevant provisions. The starting point of our study is how İbnü’l-Arabî approached the outward provisions of ablution, the method he followed in his evaluations, and what kind of contributions he made to the provisions of the exoteric fiqh. As a mystic who is more concerned with topics such as the unity of existence and levels of existence, which are covered under the title of theoretical mysticism İbnü’l-Arabî, the aim of our subject is what his approach is to the first issue of fiqh in al-Fütûhât-ı Mekkiyye. In this context, it is the main claim of our study to examine the understanding of fiqh of mystics within the framework of the subject of cleanliness.
Sufism İslamic Law Fiqh al-Dhâhir Fiqh al-Batin Taharah Ibn al-Arabi al-Futûhât al-Makkiyya
Fehim ve idrak anlamlarına gelen fıkıh kavramı, kişinin yararına ve zararına olan şeyleri bilmesini ifade eder. Başlangıçtan itibaren alanı zenginleşen fıkıh ilmi her ne kadar hikmet-i teşrî başlığı altında hukuk felsefesine yer verse de dinin usûl ve furû-ı üzerine yoğunlaşmış ilim dalı olarak karşımızdadır. Bu noktada fukâhâ zâhiri hükümleri, mutasavvıflar ise ibadetlerin zahiri hükümlerini kabul etmekle birlikte bâtıni hükümleri üzerinde yoğunlaşmışlardır. Fıkh-ı zâhir ve fıkh-ı bâtın olarak da ifade edilen bu iki kavram özünde birbirini tamamlamakta ve ibadetler başta olmak üzere dini vazifelerin hem görünen yönüyle hem de kalbî yönüyle eda edilmesini ortaya koymaktadırlar. Taharet, namaz, abdest, oruç ve zekât gibi görünen ameller zâhirî fıkhın konusunu; ihlâs, sabır, rıza, şükür, zühd gibi kalbî olarak yapılan ameller ise bâtınî fıkhın konusunu teşkil etmektedir. Diğer taraftan fıkıh sadece zahiri olguları düzenleyen bir hukuk sistemi değil, bunun yanında kişinin ahiretini de kurtarmayı gaye edinen bir ilimdir. Ancak fukahanın fıkhın bu ahlâkî boyutunu kitaplara dâhil etmemesi hasebiyle tasavvuf fıkhın ihtiyaç duyduğu bu alanı doldurmaktadır. Dolayısıyla bu iki ilim arasında güçlü bir ilişkinin bulunduğu görülmektedir ki bu birbirini tamamlama ilişkisidir. Bu konuyu kapsamlı ve ilk olarak ele alan Gazzâlî’dir ki, farklı ilim tasnifleri ile bâtınî ve zâhirî ilmi açıklamaktadır. Disiplinler arası çalışmaya örnek teşkil eden ve bu konuyu geniş çerçevede ele alan diğer bir mutasavvıf ise İbnü’l-Arâbî’dir. Şeyhü’l-Ekber yahut Muhyiddîn lakabları ile bilinen ve zamanla tasavvufî tecrübeyi kendisinde gerçekleştirmiş olan İbnü’l-Arabî, tasavvuf başta olmak üzere hadis, tefsir ve fıkıh gibi birçok alana hâkim bir âlimdir. İlham ile eserlerini kaleme alan ve eserlerinde farklı birçok konuyu işleyen İbnü’l-Arabî’nin fıkh-ı zâhir ve fıkh-ı bâtın bütünlüğüne dikkat ettiği görülür. Bu makalede furû-ı fıkıh başta olmak üzere tüm ilimler nezdinde önemi haiz olan temizlik bahsi ve bilhassa abdest konusu zâhirî fıkıh ve bâtınî fıkıh bütünlüğünde ele alınmaya çalışılacaktır. İslâm düşüncesinde önemli bir yeri olan ve düşünceleri ile tasavvuf dünyasına öncülük eden İbnü’l-Arabî’nin keşif ve ilhâm ile yazdığını ifade ettiği 560 bab’dan müteşekkil olan el-Fütûhât-ı Mekkiyye adlı eseri örnek alınarak abdestin zâhirî boyutlarının yanında bâtınî hükümleri de değerlendirilecektir. İbnü’l-Arabî eserinde sade bir dil kullanmakla beraber abdestin farz, sünnet veya müstehab olan tüm hükümlerini ele almaktadır. Bir mutasavvıf olmasının yanında fıkhî hükümlere de bir fukâhâ kadar hâkim olan İbnü’l-Arabî, abdeste dair her uzvun ilk olarak fıkhî hükümlerini, mezhep âlimlerinin ihtilaflarını ve ittifaklarını ifade etmekte, bu hükümlerin üzerine bâtınî hükümlerini ortaya koymaktadır. İlgili ayet ve hadisleri dikkate alarak konuyu delillendirmesi, konunun zâhirî ve bâtınî hükmünün ardından kendi görüşünü ifade etmesi eserine özgün bir çerçeve sunmaktadır. Bu çerçeveden sonra ilgili hükümlerin manevi boyutlarına dair kendi keşfini okuyucu ile paylaşmaktadır. İbnü’l-Arabî’nin abdestin zahiri hükümlerine nasıl yaklaştığı, değerlendirmelerinde takip ettiği metodu, zâhirî fıkhın hükümlerine hangi noktalarda ne gibi katkılar sunduğu çalışmamızın problematiğini oluşturmaktadır. Nazarî tasavvuf başlığı altında işlenen vahdet-i vücûd, vücûd mertebeleri gibi konularla daha çok gündeme gelen bir mutasavvıf olarak İbnü’l-Arabî’nin, el-Fütûhât-ı Mekkiyye’de fıkhın ilk konusuna yaklaşımının ne olduğu konumuzun amacını oluşturmaktadır. Bu çerçevede mutasavvıfların fıkıh anlayışını temizlik konusu çerçevesinde incelemek de çalışmamızın ana iddiasıdır.
Tasavvuf İslam Hukuku Fıkh-ı Zâhir Fıkh-ı Bâtın Temizlik İbnü’l-Arabî el-Fütûhât-ı Mekkiyye.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Ağustos 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 6 Şubat 2023 |
Kabul Tarihi | 28 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 32 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.