Doğu Akdeniz’de yer alan Kıbrıs Adası, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile resmen İngiliz hâkimiyetine girmiştir. 1923-1950 yıllarını kapsayan Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, Kıbrıs konusunda aktif bir dış siyaset izlenememiş ve Lozan Antlaşması ile oluşan statükonun devamından yana bir tavır sergilenmiştir. 1950 seçimleri ile iktidara gelen Demokrat Parti döneminde ise Kıbrıs sorunu, Türkiye’nin en önemli dış politika meselelerinden birini teşkil etmiştir. Türkiye, Kıbrıs konusunda özellikle 1956 yılından itibaren politika değişikliğine giderek “adanın taksimi” tezini savunmaya başlamıştır. Türkiye’nin politika değişikliğine paralel olarak iç kamuoyunda da Kıbrıs meselesi gündemin ön sıralarında kendisine yer bulmuştur. 1958 yılına gelindiğinde Türk kamuoyuna hâkim olan kanaat, “Ya Taksim Ya Ölüm” haline gelmiştir. Kamuoyunun oluşturulmasında etkin araçlardan birisi olan basında, 1956 sonrasında Kıbrıs meselesi sık sık işlenmeye başlanmış, Türk basınında Kıbrıs’a yönelik haberlere daha geniş yer verilmiştir. Böylece toplumsal duyarlılık oluşturulmaya çalışılmıştır. Diğer taraftan ülke genelinde birçok miting gerçekleştirilirken bu mitinglerin topluma duyurulmasında ve etkisinin artırılmasında basın aktif olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada Demokrat Parti iktidarında Kıbrıs sorununun Konya basınındaki yansımaları ele alınmıştır. Özellikle 1958 yılında Konya’da gerçekleşen Kıbrıs mitingi ve Konya basınına yansıması yerel basındaki verilerden hareketle aktarılmaya çalışılmıştır.
Cyprus Island, located in the Eastern Mediterranean, officially came under British rule upon the Lausanne Peace Treaty signed on July 24, 1923. During the rule of Republican People's Party covering the years 1923-1950, an active foreign policy could not be followed on the Cyprus issue, and an attitude in favor of the continuation of the status quo created by the Treaty of Lausanne was displayed. In the period of the Democratic Party, which came to power upon the 1950 elections, the Cyprus problem constituted one of the most important foreign policy issues of Turkey. Turkey started to defend the “partition of the island” thesis by changing its policy on Cyprus, especially as of 1956. In parallel with policy change by Turkey, the Cyprus issue was also at the forefront of the agenda in the domestic public opinion. Within 1958, the prevailing belief of the Turkish public opinion became “either partition or death”. In the press, one of the effective instruments in forming public opinion, the Cyprus issue started to be covered frequently after 1956, and news about Cyprus was given wider coverage in the Turkish press. Thus, social awareness was tried to be created. On the other hand, while many public meetings were held throughout the country, the press was actively used in announcing these meetings to the public and increasing their effect. The reflections of the Cyprus problem in the press of Konya under the Democrat Party government are discussed in this study. In particular, the Cyprus meeting held in Konya in 1958 and its reflection on the Konya press have been tried to be presented based on the data in the local press.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |