Kirliliğin temelinde üretim ve tüketim sürecindeki enerji ihtiyacı yatmaktadır. Enerji üretmekte kullanılan kömür, petrol, doğalgaz gibi yakıtlar zehirli gazlar salmaktadır. Çevre sorunlarına karşı politika geliştirebilmek sürdürülebilir kalkınmayı amaçlayan tüm ülkelerin gündemindedir. Negatif çevresel dışsallıklar bir tür piyasa başarısızlığı olarak ifade edilmektedir. Çünkü kirliliği yayan; diğer canlıların, kişilerin ya da firmaların olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Söz konusu piyasa aksaklıklarının ortadan kaldırılabilmesi için devletin müdahalesi gerekmektedir. Devlet daha çok kirliliğe neden olanın vergilendirilmesi yoluyla müdahalede bulunmaktadır. Doğanın kirlenmesi ile ortaya çıkan negatif dışsallıkların giderilebilmesi için çevre vergileri alınmaktadır. Enerji vergileri ise çevre vergileri içinde en yüksek orana sahip vergilerdir. Enerji tüketimi üzerine konulan vergiler ile dışsal maliyetler içselleştirilmektedir. Enerji vergisi ile enerji kullanımı yüksek olanın, daha fazla tazmininin sağlaması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada dünyanın, OECD ülkelerinin ve OECD dışı ülkelerin enerji kullanım oranlarının yıllar içerisinde nasıl değiştiği irdelenmektedir. Her OECD ülkesinin enerji kullanım oranları ile enerji vergisi gelirlerinin 2000 yılı sonrası ne şekilde geliştiği grafikler yardımıyla gösterilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |