Çalışmamızın ana eksenini oluşturan Almanya’nın Modelski’nin tanımlamalarının içinde yer almaması, Almanya’nın güçlü bir devlet olmadığı anlamına gelmemektedir. Tarihsel süreçte Avrupa’da hâkim güç olmak için çabalayan ve bu çerçevede iki dünya savaşının da başat aktörlerinden biri olan Almanya, her ne kadar küresel bir güç olamadıysa da bölgesel bir güç olarak etkinliğini sürdürmeyi başarmıştır. Bu noktadan hareketle ilk bölümde bir devletin bölgesel veya küresel güç olabilmesi için literatürde genel kabul gören kavramlardan oluşan güç unsurları ile Almanya’ya yönelik bir analiz gerçekleşmeyi amaçlayan çalışma, ikinci bölümünde ise birleşmenin ardından Almanya’nın meydana gelen krizlere verdiği tepkiye odaklanacaktır. Avrupa Birliği’nin lokomotifi olarak adlandırılan Almanya’nın bu dönemde Balkanlardan, Ortadoğu’ya krizlere verdiği tepkilerin analizi, Almanya’nın bölgesel bir güç olup olmadığı tartışmaları açısından oldukça önem arz etmektedir. Üçüncü bölümde ise 2000’li yıllarda genişleme halkası ile birlikte Euro krizi, anayasal kriz ve mülteci krizi başta olmak üzere bir dizi krizle baş başa kalan AB’de Almanya’nın bu krizlerdeki rolü irdelenmeye çalışılacaktır. Özellikle Ukrayna krizinde başat bir rol oynayan Almanya’nın, bu krize verdiği reaksiyonlar analiz edilerek, ulusal yapı, kamuoyu ve çıkar grupları çerçevesinde Almanya’nın rolünün çerçevesi çizilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Kasım 2020 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |