Bu çalışmanın temel amacı Yunan Krallığının bağımsızlık sonrası izlediği irredentist politika bağlamında Osmanlı, Yunan ve Avrupalı devletler arasındaki eski eser (âsâr-ı atîka) rekabetini ve bunun sonuçlarını irdelemektir. Bağımsızlık sonrası “Megali İdea”yı temel amaç olarak kabul eden Yunan Krallığı, Bizans’ın tarihi ve kültürel mirası üzerinde hak iddia ediyordu. Böylece geçmişte Bizans’ın sahip olduğu topraklara sahip olmayı ve kendi toprakları dışındaki Yunanlılarla bütünleşmeyi hedefliyordu. Bu polika çerçevesinde Yunanistan’ın eski eserlere gösterdiği ilgi farklı bir boyut kazandı.
Avrupalı devletler siyaseten kurulmasına öncülük ettikleri Yunanistan’ın kültürel mirasına sahip çıkma iddiasını Atina’da kurdukları arkeoloji enstitüleriyle devam ettirdiler. Bu anlamda 1846 yılında Fransa, 1874’te Almanya, 1881’de Amerika Birleşik Devletleri, 1886’da İngiltere, 1898’de Avusturya ve 1909’da İtalyan devletleri Atina’da birer arkeoloji enstitüsü açtılar. Rusya, Atina’da arkeoloji enstitüsü açmamakla birlikte 1894’te İstanbul’da kurduğu enstitü aracılığıyla bölgede arkeolojik araştırmalar yapmaktaydı.
Atina’da eski eserlerle ilgili yaşanan gelişmeler karşısında Osmanlı ülkesinde müzecilik faaliyetlerinde Helenistik dönemden kalma eserlere farklı bir anlam yüklenmeye başlandı. Bu dönemden kalma eserler Müze-i Hümâyȗn’da adeta mesaj verilmek amacıyla merkezi yerlerde sergilendi. Avrupalı devletler, Osmanlı Devleti’ni parçalamaya çalışırken Müze-i Hümâyȗn, devletin egemenliğini kaybettiği bölgelerde dahi ülkenin tarihi eserlerini korumaya çalıştı. Bu şekilde siyasi alandaki Osmanlı-Yunan rekabeti kültürel coğrafyada da vücut buldu.
The main purpose of this study was to examine the antiquities (âsâr-i atîka) rivalry between the Ottoman, Greek, and European states and its results within the context of the irredentist policy pursued by the Greek Kingdom following the independence. The Greek Kingdom accepting Megali Idea (Great Design) as the main aim after the independence staked a claim on the historical and cultural heritage of Byzantine. Thus, it aimed to own the lands that Byzantine owned in the past and become integrated with the Greeks who were out of its own lands. Within the frame of this policy, the interest that Greece showed to the antiquities took on a different dimension.
The European states leading to the establishment of Greece politically maintained the claim of Greece to protect its cultural heritage through the archaeology institutions that they established in Athens. In this sense, France open an archaeology institution in 1846, Germany in 1874, the United States in 1881, England in 1886, Austria in 1898, and Italian states in 1909 in Athens. Despite not opening an archaeology institution in Athens, Russia conducted archaeological research in the area through the institution they established in İstanbul in 1894.
In relation to these progresses about the antiquities ancient artefacts in Athens, it was started to attribute a different meaning to the artefacts from the Hellenistic period in the museum studies in the Ottoman country. The artefacts from this period were exhibited in Müze-i Hümâyȗn (The Imperial Museum) so as to give a message in the central parts. While the European states disrupt the state the Ottoman State, Müze-i Hümâyȗn (The Imperial Museum) attempted to protect the historical artefacts of the country even in the areas where the state lost its dominance. In this way, rivalry between the Ottoman and Greek in the political arena also occurred in the cultural geography.
Athens antiquities İstanbul Müze-i Hümâyȗn (The Imperial Museum).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2021 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |