Öz
Tarihi olayları ön yargılı ve taraflı değerlendirmek, eksik ve yanlış sonuçlara
sebep olacaktır. Bununla birlikte kişilerin benimsedikleri ön kabüller, bütüncül bakışın önündeki en büyük engellerden biridir. Hz. Osman’ın öldürülmesinin ardından yaşanan süreç, birçok fırka ile birlikte Şîa’nın da ortaya
çıkışına sebep olmuştur. Süreç içerisinde karakteristik özelliğe sahip bazı
olaylar, Şîa’nın fikir dünyasında önemli rol oynamıştır. Sonraki dönemlerde
tarih, “Hz. Ali’nin, nass ile halife tayin edildiği” anlayışını benimseyen Şîa ile
ona karşı sağlıklı bir siyaset anlayışı ortaya koymaya çalışan Sünnî anlayış
arasındaki rekâbete tanıklık etmiştir. Zira Şiî anlayışın aksine Sünnî anlayış,
kaostan uzak durmayı ve sükûneti tercih eden bir siyaseti benimsemiştir.
Bu makalede, Şiî ve Sünnî siyaset anlayışının temel özellikleriyle ilgili genel
tespitler ve ardından da bu anlayış çerçevesinde onların, Hz. Hasan ve Hz.
Hüseyin’e yükledikleri anlam üzerinde durulacaktır. Bu, siyasî anlayışların
algılar üzerindeki etkisini görme ve tarihî olayları objektif şekilde değerlendirebilme noktasında büyük katkı sağlayacaktır. Çalışmanın konusuna
uygun olarak tasvir edici ve analitik yöntem kullanılmaktadır.