Günümüzde anket, mülakat, doküman incelemesi, kurumların tuttuğu istatistiki veriler gibi geleneksel veri toplama yöntemleri ve kaynaklarının yanı sıra büyük veri (big data) olarak adlandırılan internet temelli yeni veri kaynakları da bulunmaktadır. Becker ise tam da bu noktada Kanıt (2021) adlı kitabında bu verilerin hangi koşullar altında genel bir fikri destekleyen ilgili kanıt olarak kabul edilebileceğine odaklanıyor. Yazar öncelikle kitabın konusu olan kanıt kavramını tanımlamaktadır: “Veriler, bilim insanları onları bir iddiayı desteklemek için kullandığında kanıt haline gelirler.” (16). Başka bir ifadeyle kanıt, araştırmacının kullandığı verilerin, toplum hakkındaki gözlemlerinin teoriye, toplum hakkında fikirlere dönüştürülmesidir. Yani sosyal teorilerin şekillenip gelişmesi kullanılan verilerin kanıtlama yetkinliğine bağlıdır. Bu bağlamda söz konusu kitapta Becker, araştırma sürecinde elde edilen verilerin topluma dair teoriye dönüştürüldüğü oldukça kritik bir aşamayla ilgilenmektedir. Çünkü bu aşamada genelde göz ardı edilen ve hatta tartışma konusu yapılmayan bir ayrıntı yer almaktadır. Becker da tam olarak bu detaya dikkatimizi çekmektedir: fikirlerimizi kanıtlamak için kullandığımız veriler ne kadar güvenilirdir?
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 8 Sayı: 16 |
Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)'da yayınlanan makaleler Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. SKAD bilginin paylaşımı için Açık Erişim Politikasına uymaktadır.