Klasik Türk şiirinde âşığın içinde bulunduğu çaresizliği, üzüntüyü, en iyi anlatan kavramlardan biri de âh kavramıdır. Âh kavramı sözlükte “sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duyguları anlatan bir ifade; ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz olarak geçmektedir. Divan şairlerini âh ettiren birçok farklı durum bulunmaktadır. Bunların başında elbette ki sevgilinin ilgisizliği, âşığına kötü davranması gelmektedir. Âşık çoğu zaman sevgilisini gördüğünde hatta onu andığında dahi âh etmektedir. Ayrıca sevgilinin yüzü, boyu, saçları, yanakları, dudağı, kirpikleri, gözleri de âşığa âh ettiren unsurlardır. Bununla beraber âşık; vefâsızlıktan, rakibin davranışlarından, yaşadığı zamandan, ayrılıktan ve talihsizlikten dolayı da daima şikâyet etmektedir. Hatta şair çoğu zaman kendi gönlünden bile şikâyette bulunarak âh etmektedir. Âşığın âhının bütün insanları rahatsız etmesi ve göğe ulaşması da karşımıza çıkan mübalağalı anlatımlardandır. Aynı zamanda şairlerin âh kavramını; ateş, ok, duman, mum, haberci, sancak, dost, ney, nişancı, rüzgâr gibi unsurlara benzettiğini de görmekteyiz. Bunun dışında şiirlerde âh almak, âhı yerde kalmamak, âhı tutmak gibi deyimlere rastlamak da mümkündür. Tüm bunlar, âh kavramının dilimizde ve Klasik Türk şiirinde çok geniş bir kullanıma sahip olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada amaç XVI. yüzyıl klasik Türk edebiyatı şairlerinden olan Revânî’nin şiirlerinde âh kavramının hangi sebeplerle kullanıldığını tespit etmek ve bu kavramın hangi unsurlara benzetildiğini göstermektir.
In classical Turkish poetry, one of the concepts that best describes the despair and sorrow of the lover is the concept of âh (sigh). The concept of sigh is defined in the dictionary as "regret, anger, longing, liking, love, etc. depending on the tone of voice." a word that expresses feelings; a word spoken when pain is felt. There are many different situations that make Divan poets sigh. The most important of these is, of course, the beloved's indifference and mistreatment. The lover often sighs when he sees his beloved or even when he remembers her. In addition, the beloved's face, height, hair, cheeks, lips, eyelashes and eyes are the elements that make the lover sighs. In addition, the lover always complains about disloyalty, the behavior of the rival, the time he lives in, separation and misfortune. In fact, the poet often complains and sighs even from his own heart. The fact that the lover's sighs disturbs all people and reaches to the sky is among the exaggerated expressions we encounter. At the same time, we see that poets liken the concept of sighs to elements such as fire, arrow, smoke, candle, messenger, banner, friend, ney, marksman, wind. Besides, it is possible to see the idioms such as ‘’to be cursed for one’s cruelty’’ and ‘’to have one’s curse effect” in poems. All these show that the concept of sigh has a very wide usage in our language and in Classical Turkish poetry. The aim of this study is to determine the reasons for the use of the concept of sighs in the poems of Revânî, one of the poets of Classical Turkish literature of the 16th century, and to show which elements this concept is likened to.
Classical Turkish Literature Revânî The Concept of Âh Lover Poet
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Kasım 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 8 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 14 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 21 |
Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD)'da yayınlanan makaleler Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. SKAD bilginin paylaşımı için Açık Erişim Politikasına uymaktadır.