Military music in Turkish state tradition, emerged in B.C. 209 with the establishment of the Hun Empire. ‘Tug Teams’, consisting of boru, kos, davul, zil, flags and banners, were later added to the zurna and nakkare instrument. Tug Teams were created not only to be the symbol of sovereignty of the state but also to encourage the soldiers in the wars and threaten the enemy.Military music teams, which were called 'Tabıl Teams' after the acceptance of Islam by the Turks in the 10th century, at that time also started to offer concerts called Nevbet hitting at certain times of the day. The tradition of military music continued in the Ottoman period, with the Sultan of Seljuk sending a 'Tabıl Teams' to Osman Bey in 1289. These teams who took the name of ‘Mehter (Janissary Band)’ over time, influenced European music in the 17th and 18th centuries and began to establish bands that resemble mehter in Europe. In the 19th century, this effect reversed. In 1826, The Mehter was closed with the Janissary Corps, and the 'Military Band' was established instead. The first band established with the name of Mızıka-i Hümayun (Imperial Band), was soon developed and new bands began to be established. Military bands has become a school of band musician training while performing military music on the one hand. From 1930 onwards systematic training of band schools began to open and develop. Currently, military band music education is still being offered at university level in Turkey, and the band consisting of musicians who are raised here is working to keep the morale of the soldiers and the people at the highest level all over the place.
Türk devlet geleneğinde askerî müziğin izleri, M.Ö. 209 yılında Hun İmparatorluğunun kurulmasıyla ortaya çıkmıştır. Boru, kös, davul, zil, bayrak ve sancaklardan oluşan ‘Tuğ Takımları’na daha sonra zurna ve nakkare çalgısı da eklenmiştir. Tuğ takımları, devletin egemenlik sembolü olmasının yanı sıra, savaşlarda askerleri cesaretlendirmek ve düşmanı ürkütmek amacıyla oluşturulmuştur. Türklerin 10. yüzyılda İslamiyet’i benimsemesinin ardından ‘Tabıl Takımı’ olarak adlandırılan askerî müzik toplulukları, o dönemde günün belirli vakitlerinde Nevbet vurma denilen dinletiler sunmaya da başlamıştır. Selçuklu sultanının, 1289 tarihinde Osman Bey’e bir tabıl takımı göndermesiyle, askerî müzik geleneği Osmanlı dönemine taşınmıştır. Zaman içinde ‘Mehter’ adını alan bu takımlar, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa müziğini etkilemiş ve Avrupa’da mehtere benzeyen bandolar kurulmaya başlanmıştır. 19.yüzylda bu etki tersine dönmüş ve birçok alanda Avrupa’yı model alan Osmanlı’da, 1826 yılında Yeniçeri Ocağı ile birlikte Mehterhane de kapatılarak yerine ‘Bando’ kurulmuştur. Mızıka-i Hümayun adıyla kurulan ilk bando, kısa sürede gelişmiş ve yeni bandolar kurulmaya başlamıştır. Bandolar bir yandan askerî müzik icra ederken, bir yandan da müzisyen yetiştiren birer okul haline gelmiştir. 1930’dan itibaren sistemli bir şekilde eğitim verilen bando okulları açılmaya ve gelişmeye başlamıştır. Günümüzde halen üniversite düzeyinde askerî bando müziği eğitimi verilmeye devam edilmekte ve burada yetiştirilen müzisyenlerden oluşan bandolar yurdun dört bir yanında askerlerin ve halkın moralini en üst seviyede tutmak için görev yapmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 7 |