Kamu kesimi borçlanma gereği (KKBG), devletin tüm gelirleri ile tüm giderleri arasındaki fark olarak tanımlanmakta olup, ancak borçlanma veya para basma yoluyla kapatılabilmektedir. Bu açığın mutlak değerinden ziyade GSYH’ye oranı daha önemli bir göstergedir. Bu oranın yüksek olması devletin sermaye piyasasından borçlanmasına neden olabilmektedir. Borçlanılabilir kaynaklara olan talebin artması, faiz oranlarında bir artışa neden olmaktadır. KKBG’nin para basılması yoluyla kapatılması ise, enflasyonun ve faiz oranının yükselmesiyle sonuçlanmaktadır. Enflasyon süreci kamunun zaman tercihi ve politik önceliklerinden ve kaynak dağılımından bağımsız değildir. Kamu politikaları makro ekonomik dinamiklerin temel belirleyicisidir. Mali sistemleri zayıf ve vergi tabanları dar olan ülkelerde, devlet bir gelir kaynağı olarak senyoraj ve enflasyon vergilerine daha fazla bel bağlamaktadır. Günümüz ekonomik yapısında bu tür gelirler ve bütçe açıkları para politikasının temel belirleyicisi konumundadır. Pandemi sonrası ortaya çıkan bütçe açıkları ve bu bütçe açıklarının gelecekteki bütçe fazlaları ile kapatılmama beklentisi, kamunun parasal varlıklarının getirilerini azaltmış ve kamu kesiminin daha fazla açık vermesine neden olmuştur. Bu durum Türkiye ekonomi için hem kurların artmasının hem de enflasyon beklentisindeki artmanın temel nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de 2008-2022 yılları arası dönemde senyoraj geliri, kamu kesimi borçlanma gereği ve enflasyon ilişkisi incelenecektir.
Senyoraj geliri kamu kesimi borçlanma gereği enflasyon Türkiye
The public sector borrowing requirement (PSBR) is defined as the difference between all government revenues and all government expenditures, which can only be met by borrowing or printing money. The ratio of this deficit to GDP is a more important indicator than its absolute value. A high ratio may lead the government to borrow from the capital market. An increase in the demand for borrowable resources leads to an increase in interest rates. Closing the PSBR through money printing, on the other hand, results in an increase in inflation and interest rates. The inflation process is not independent from the time preference and political priorities of the public sector and resource allocation. Public policies are the main determinant of macroeconomic dynamics. In countries with weak fiscal systems and narrow tax bases, the state relies more on seigniorage and inflation taxes as a source of revenue. In today's economic structure, such revenues and budget deficits are the main determinants of monetary policy. The budget deficits that emerged after the pandemic and the expectation that these budget deficits would not be covered by future budget surpluses reduced the returns on public monetary assets and caused the public sector to run more deficits. This is the main reason for both the increase in exchange rates and the rise in inflation expectations for the Turkish economy. The aim of this study is to analyze the relationship between seigniorage revenue, public sector borrowing requirement and inflation in Turkey between 2008 and 2022.
Seigniorage income public sector borrowing requirement inflation Turkey
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomik Modeller ve Öngörü |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 6 Temmuz 2023 |
Kabul Tarihi | 14 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 24 Sayı: 53 |
Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Dergisi (SOBBİAD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı CC BY-NC 4.0 ile lisanslanmıştır.