Bireysel kişilik ve toplumsal yapının karşılıklı etkileşim ve ilişki içinde olduğunu gösterme amacına sahip Norbert Elias’ın Uygarlık Süreci adlı çalışması toplumsal yapının değiştikçe bireysel kişilik yapılarının değiştiği ve bu değişimlerin de aynı zamanda toplumsal yapının değişmesine neden olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çerçevede Uygarlık Süreci dört prensibe yaslanmaktadır. Birincisi her ne kadar toplum irade sahibi ve planlı hareket eden bireylerden oluşsa da bu eylemlerin birleşimi neticesinde ortaya çıkan sonuç genellikle gayr-ı iradidir. İkincisi, tekil bireyler, toplumsal ilişkiler ağının veya figürasyonların bir parçası olarak, ancak diğer insanlarla olan karşılıklı bağımlılıkları içerisinde anlaşılabilirler. Üçüncüsü toplumsal yaşam, durumların değil ilişkilerin değerlendirilmesi aracılığıyla anlaşılmalıdır. Dördüncüsü ise toplumu ancak uzun vadeli gelişim ve değişim süreçlerinden oluştuğunu kabul ederek anlayabiliriz. Bu çalışmada ise Elias’ın Uygarlık Süreci adlı çalışmasında önerdiği yaklaşımın pozitivist yaklaşıma referansla çözümlenmesi amaçlanmıştır. Söz konusu amaç doğrultusunda Elias’ın yaklaşımının pozitivist yaklaşıma nazaran gösterdiği farklılıklar ve benzerlikler ortaya konmuştur. Söz konusu prensipler ışığında aslında Elias, sosyolojik düşünceye hem yapısal işlevselci hem de metodolojik bireyci yaklaşımlardan farklı bir paradigma önermektedir. Bununla birlikte Avrupa merkezci bakış açısını benimsemesi açısından ortak yönleri mevcuttur.
Uygarlık Süreci pozitivizm figürasyon toplumsal yapı kişilik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 10 Temmuz 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 15 Sayı: 1 |