The use of churches and chapels as burial places is common in Byzantine architecture. In particular, it is observed that parts of churches that have secondary liturgical importance, such as porchs, narthex or side naves, are used as burial places. There can also be seen burial chambers, burial chapels, parakklesia and arcosolia type graves adjacent to the church. The churches of the Belisırma and Ihlara, which are the settlements with the highest density of churches in the Peristremma Valley, with different plan types have similar burial places, as well as a large number of graves carved into the floor of the naos and narthex. Differences are observed in the locations and directions of burial places and pavement graves according to church plan types, but nevertheless, it can be said that the Byzantine burial tradition was maintained, albeit with minor differences, in a provincial area. Using the Peristremma Valley churches as burial places is also clearly expressed in the donor portraits and inscriptions, which are an indication of the expectations of prayer after death. In this respect, Peristremma Valley has been considered and evaluated as a settlement reflecting the Byzantine burial tradition thanks to the burial sites, wall paintings and inscriptions in churches and places of worship carved into the rock.
Cappadocia Peristramma Valley rock-cut architecture death burial places
Bizans mimarisinde kilise ve şapellerin gömü alanı olarak kullanımı yaygındır. Özellikle kiliselerin portiko, narteks ya da yan nefler gibi litürjik açıdan ikincil öneme sahip bölümlerinin gömü alanı olarak kullanıldığı görülür. Ayrıca kiliseye bitişik mezar odaları, mezar şapelleri, parekklesion ve arkosolium tipinde mezarlara da rastlanır. Ihlara Vadisi’nde kiliselerin en yoğun görüldüğü yerleşimler olan Belisırma ve Ihlara yerleşimlerinin farklı plan tiplerindeki kiliseleri de benzer gömü mekanlarının yanı sıra naos ve narteks zeminine oyulmuş çok sayıda mezara sahiptir. Gömü mekanları ve zemin mezarlarının kilise plan tiplerine göre konumları ve doğrultularında farklılıklar gözlenir ancak yine de Bizans’ın gömü geleneğinin bir taşra eyaletinde küçük farklılıklarla da olsa sürdürüldüğü söylenebilir. Ihlara Vadisi kiliselerinin gömü alanı olarak kullanımı, ölümden sonraki dua beklentilerinin bir göstergesi olan bani portre ve yazıtlarında da açıkça ifadesini bulmaktadır. Bu yönüyle Ihlara Vadisi, kayaya oyulmuş kilise ve ibadet mekanlarındaki gömü alanları, duvar resimleri ve yazıtları sayesinde Bizans’ın ölü gömme geleneğini yansıtan bir yerleşim olarak ele alınmış ve değerlendirilmiştir.
Bu araştırma için etik kurul kararına ihtiyaç bulunmamaktadır.
Bu makalenin araştırılması sürecinde Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nden alınan bir aylık depremzede bursu kapsamında aynı enstitünün kütüphanesinde çalışılmıştır. Ayrıca arazi çalışmaları sürecinde Aksaray Müze Müdürlüğü her türlü doküman sağlanması konusunda yardımcı olmuşlardır.
Yayının ortaya çıkmasında destek ve katkılarından dolayı başta Prof. Dr. M. Sacit Pekak'a, sonrasında Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü (BIAA) ve Aksaray Müze Müdürlüğü'ne teşekkür ederim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel ve Doğal Miras, Mimarlık Tarihi, Sanat Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Mart 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 13 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |