Social policy emerged in response to labor issues caused by industrialization, progressively encompassing all societal segments. It adopted two primary approaches: narrow and broad. In a narrow sense, it safeguards civil servants' rights, fosters labor peace, and pursues social justice. This study focuses on "Public Servants' Unions and Collective Agreement Law No. 4688" through a narrow social policy lens. It scrutinizes the law's articles and justifications, evaluating their alignment with social policy objectives. Despite Constitutional Court rulings and global critique, restrictions on public servant union memberships in Turkey fail to meet international standards, indicating a broad scope. Collective bargaining relies on the harmony of bargaining and striking rights. However, limiting public servants' striking rights undermines collective bargaining, hindering democratic principles and impeding social justice, a right workers possess but civil servants lack. Thus, ensuring equitable treatment in labor rights remains a significant challenge.
Sanayileşmenin sebep olduğu işçi sorunlarına tepki olarak ortaya çıkan sosyal politika, zaman içinde toplumun her kesimini kapsayacak şekilde fonksiyonlar geliştirmiştir. Bu süreçte sosyal politikada dar ve geniş anlamda iki temel yaklaşımda kabul görmüştür. Çalışmamızın konusu bakımından dar anlamda sosyal politika, memurların haklarını koruyan, çalışma barışını sağlayan, sosyal adaleti amaçlayan politika alanıdır. Bu araştırmada, ‘’4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’’ dar anlamda sosyal politika perspektifinden ele alınmıştır. Kanun madde ve gerekçeleri bu bağlamda incelenmiş, sosyal politika ile kanun hedefleri arasındaki ilişki değerlendirilmiştir. Türkiye'de, kamu görevlisi sendikalarına getirilen üyelikle ilgili kısıtlamalar, uluslararası sözleşmelerin gerekliliklerini tam olarak karşılamamaktadır. Anayasa Mahkemesi kararları ve uluslararası eleştirilere rağmen, bu yasakların kapsamı hala geniştir. Toplu pazarlık açısından ise toplu sözleşme hakkı ile grev hakkı birbirini tamamlamalıdır. Ancak, ülkemizde kamu görevlilerinin grev hakkının sınırlanması, toplu sözleşme sürecini etkisiz kılmakta ve demokratik bir hakkın kullanımını engelleyerek işçilerde var olan bu hakkın memurlarda olmaması dolayısıyla sosyal adaleti zedelemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Güvenlik, Sosyal Politika (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 15 Ağustos 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 6 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 2 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 25 |