The subject of this article is the
real and fictional places in When the
Mountains Fall Down: the Eternal Bride by Kyrgyz author Chinghiz Aitmatov.
The transformation of a discourse into a narrative is possible through the
interrelation among the character, space and time. Space in a narrative
functions as the setting in drama. In Aitmatov’s last novel, open and closed
spaces are generally used. The most important open spaces are the mountains
which are the natural habitats for animals. There are two major characters in
the novel: Caabars, an animal and a freelance journalist Arsen Samançin, a
human. The mountains are certainly Caabars’ natural habitat. In the novel,
there are many refences to Uzengili Mountains as an open space where Arsen
Samançin was born and Cabaars wants to go. Both the lives of Arsen and Caabars
will end at Molataş Cave in Uzengili gateway. Kyrgyz people have not been aware
of the richness of their country and could not enjoy it. In a sense they have
betrayed the geography where they live. If this betrayal continues, the
mountains will inevitably fall down. The collapse of the mountains means an
apocalypse for them.
Bu
makalenin konusu Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un Ebedî Gelin -Dağlar Yıkıldığı Zaman- romanındaki gerçek ve kurmaca
mekânlardır. Bir söylemin anlatıya dönüşmesi kişi, zaman ve mekân (uzam)
arasında ilişki kurulmasıyla mümkündür. Bir anlatı metninde mekân bir anlamda
tiyatrodaki dekor işlevini üstlenir. Aytmatov’un son romanında genel olarak
açık ve kapalı mekânlar kullanılmıştır. Açık mekânların başında hayvanların
doğal yaşama alanı dağlar vardır. Romanın biri, hayvan Caabars, biri insan,
bağımsız gazeteci Arsen Samançin olmak üzere iki ana kahramanı vardır. Dağlar
elbette Caabars’ın da yaşama alanıdır. Metinde en sık geçen açık mekânların
başında Üzengili Dağları gelmektedir. Burası Arsen Samançin’in doğduğu,
Caabars’ın gitmek istediği yerdir. Arsen ile Caabars’ın hayatı Üzengili
geçitindeki Molataş mağarasında son bulacaktır.
Kırgızlar ülkelerinin zenginliğinin farkına varıp keyfini sürememiştir.
Bir bakıma onlar yaşadıkları coğrafyaya ihanet etmişlerdir. Bu ihanet sürerse
dağların yıkılması kaçınılmazdır. Dağların yıkılması Kırgızlar için bir kıyamet
anlamına gelir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ (TÜRKÇE ) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 11 Haziran 2018 |
Kabul Tarihi | 3 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 2 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.