Öz
Güçlendirme süreci, çevre üzerinde hâkimiyet, kendi kaderini tayin ve kişinin yaşamını
olumsuz etkileyen sosyal güçlerin tanınması gibi unsurları öne çıkarmakta, sosyal adaleti
vurgulayan boyutuyla bireyin özgürleşmesi sürecinde toplum üyeleri arasında ortaklık ve
eşitlik kurma idealini savunmaktadır (Tuncay ve Erbay, 2006: 66).
Sosyal hizmet uygulaması, 1960’lardan itibaren sosyal model olarak değişim içerisine
girmiştir. Medikal model kabaca 1920-1960 yılları arası sosyal hizmet uygulamasında etkin
olmuştur.
Güçlendirme yaklaşımı, medikal modele bir tepki olarak sosyal hizmet mesleğinin
gündemine 1970’lerin sonunda girmiş, ciddi anlamda uygulanmaya ise 1990’larda başlanmıştır.
Yaklaşımın felsefesi, her bireyin potansiyel olarak güce sahip olduğu ve gerçekleştirilecek
uygulamaların bu gücü ortaya çıkarması gerektiğidir.
Türkiye’de ise sosyal hizmet temelinde güçlendirme ile ilgili çalışmalar 2000’lı yılların
başında gündeme gelmeye başlamıştır. Bununla birlikte bu alandaki çalışmalar, literatürde
henüz istenen düzeyde bir birikime neden olmamıştır. Bu çalışmanın temel noktası, literatüre
bu bağlamda destek vermek ve güçlendirme yaklaşımının bilinirliğini ve uygulanabilirliğini
artırmaktır.
Çalışmada öncelikle güç konusu ele alınmış, daha sonra ise güçlendirme yaklaşımıyla
ilgili literatürdeki bilgi paylaşılmıştır. Son olarak ise sosyal hizmet mesleğinde güçlendirme
yaklaşımının yeri daha ayrıntılı olarak tartışılmıştır.