Türklerin fiziksel yeteneğe, çevikliğe ve güce önem vermesinden mütevellit spor, eski zamanlardan beri Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bu makale, Türk toplumunda sporun tarihsel ve kültürel önemi ve gelişimini boks özelinde incelemektedir. Ayrıca bu çalışma, sporun fiziksel ve zihinsel savaş hazırlığı anlamında tarihsel önemini vurgularken, Türk boksunun uluslararası arenadaki çağdaş başarılarını ve hedeflerini de irdelemektedir. Bu makale, Türk kültüründe spor ile savaş arasındaki bağlantıyı açıklamakla başlamaktadır. Geçmiş dönemlerde, Türklerin göçebe yaşam tarzı ve her an tehlikeyle karşı karşıya olmaları, fiziksel gücü ve savaş yeteneklerini önceliklendirmelerine neden olmuştur. Hayatta kalma ve savaşa hazırlık amacıyla spora verilen önem, İslam öncesi dönemlerden kalan destanlarda ve kitabelerde görülebilir. Örnek olarak 16. yüzyılın büyük yazarlarından biri olan Sûdî’nin, “Hediyet-ül İrfan Fimahr-ül Gülistan” adlı eserinde boksa yer verilmiştir. Sûdî, eserinde “yumruk atıcılar” oyununa değinerek, Şam'da bulunduğu sırada oyunun nasıl oynandığını öğrendikten sonra Semerkant'tan eğitim almaya gelen öğrencilerin bir kısmının boks gösterilerinde usta olduklarını ifade etmiştir. Kaşgarlı Mahmud'un Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazdığı ve bilinen en eski Türkçe sözlük olan Dîvânu Lugâti't-Türk'te de boksa benzeyen terimlerden yola çıkarak boksun bu dönemde Türk tarihinde gözlemlenebileceği bildirilmektedir. Ayrıca, Oğuz Kağan gibi efsanevi figürlerin vücut yapılarının, güçlü hayvanların resimleriyle tasvir edilmesi, Türk kültüründe kas gücünün ne kadar önemli olduğunu yansıtmaktadır. Hun, Göktürk, Selçuklu ve Osmanlı gibi farklı Türk devletlerinde avcılık, okçuluk, güreş, ata binme ve kılıç kullanma gibi çeşitli spor dalları ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Bu sporlar, savaşa hazırlık için ortaya çıkıp sonrasında Türk günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Spor, sadece fiziksel faydaları için değil, aynı zamanda çocukların yetiştirilmesinde, han ve sultanların seçilmesinde ve düğün törenlerinde sergilenen gösterilerde de önemli bir rol oynamıştır. Bu çalışma, sonrasında modern Türkiye'de boksun tarihsel gelişimine göz atmaktadır. Boksun kökleri eski Türk medeniyetlerine dayanmasına karşın, modern şekli ilk kez Monsieur Goury adlı bir Fransız Edebiyat Öğretmeni tarafından Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde icra edilmiştir. Boks, İstanbul'un işgali sırasında yabancı askerler arasında yapılan yarışmalarla popülerlik kazanmıştır. Kurtuluş Savaşı sonrasında boksa olan ilgi artmış ve 20. yüzyılın başlarında ilk boks kulüplerinin kurulması ile birlikte müsabakaların düzenlenmesine alt yapı oluşturulmuştur. Türk Boks Federasyonu'nun 1923 yılında kurulması, spor için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Türk boksörler ulusal ve uluslararası yarışmalara katılmaya başlamış ve Türk boks tarihindeki ilk Olimpiyat altın madalyası da dahil olmak üzere Olimpiyat Oyunları'nda başarı elde etmiştir. Bu çalışma, Türk boksunda kaydedilen ilerlemeleri irdelerken, sporun popülerleştirilmesi, başarılı sporcuların yetiştirilmesi ve lisanslı aktif katılımcı sayısının artırılması için devam eden çabalara da değinmektedir. Türk boksunun köklü bir geçmişi olmasına rağmen, gelişme ve modernizasyona ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla birlikte, son yıllardaki başarılar ve Türkiye Boks Federasyonu'nun vermiş olduğu taahhüt, spor konusunda Türkiye'de umut verici bir geleceğin olduğunu göstermektedir.
Sports have been an integral part of Turkish culture since ancient times, with Turks valuing physical abilities, agility, and strength. This article explores the historical and cultural significance of sports in Turkish society, focusing specifically on boxing. It highlights the historical significance of sports as a means of physical and mental preparation for war, while also acknowledging the contemporary achievements and aspirations of Turkish boxing in the international arena. The article begins by explaining the connection between sports and warfare in Turkish culture. The nomadic lifestyle of Turks, which required them to be constantly wandering and on the verge of danger, led them to prioritize physical strength and combat skills. This emphasis on sports as a means of survival and preparation for war can be traced back to the pre-Islamic era, as evident in ancient epics and inscriptions. As an example, one of the great writers of the 16th century, Sudi's book "Hediyet-ul Irfan Fimahr-ul Gulistan" includes boxing. Sudi referred to the "punch shooters" game in his work and stated that some of the students who came to Samarkand to receive training after learning how the game was played while he was in Damascus were masters of boxing demonstrations. In Divanu Lugati't-Turk, the oldest known Turkish dictionary, written by Mahmud of Kashgar between 1072-1074 in Baghdad, it is reported that boxing can be observed in Turkish history in this period, based on terms similar to boxing. Furthermore, the body shapes of legendary figures like Oguz Kagan, depicted with images of powerful animals, reflect the importance placed on muscle strength in Turkish culture. Throughout different Turkish states, including Hun, Gokturk, Seljuk, and Ottoman, various sports branches such as hunting, archery, wrestling, horse riding, and sword handling emerged and developed. These sports evolved from practical war preparation to become inseparable parts of Turkish daily life. Sports were not only valued for their physical benefits but also played a role in children's upbringing, the selection of Khans and Sultans, and even wedding ceremonies and traditions. The paper then goes into the historical evolution of boxing in modern Turkiye. While boxing has roots in ancient Turkish civilizations, its modern form was introduced by Monsieur Goury, a French Literature Teacher, during the late Ottoman Empire. Boxing gained popularity during the occupation of Istanbul, as competitions between foreign soldiers took place. The interest in boxing continued to increase after the War of Independence, leading to the establishment of the first boxing clubs and the organization of competitions in the early 20th century. The establishment of the Turkish Boxing Federation in 1923 marked an important milestone for the sport. Turkish boxers began participating in national and international competitions and achieved success in the Olympic Games, including a gold medal in the 2020 Tokyo Olympics, which was the first Olympic gold medal in Turkish boxing history. The article concludes by acknowledging the progress made in Turkish boxing and highlighting the ongoing efforts to popularize the sport, train successful athletes, and increase the number of licensed active participants. While Turkish boxing has a rich history, there is still room for further development and modernization. However, the achievements in recent years and the commitment of the Turkish Boxing Federation point towards a promising future for the sport in Turkiye.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Spor Hekimliği |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 9 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 9 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |