Türkiye özellikle son on yıldır komşu ülkelerde gerçekleşen çeşitli çatışmalı ortamlar nedeniyle yoğun göç dalgalarına maruz kalmaktadır. Bu durum Türkiye’de göçmen ve mülteci bireylerin sayısının yıllar geçtikçe artmasına neden olmaktadır. Göçmen ve mülteci sayısının düzensiz şekilde artması toplumsal ilişkilerde çeşitli değişimlere neden olmaktadır. Bu ilişkilerden biri komşuluk ilişkileridir. Çalışmada göçmen ve mültecilerin komşuluk ilişkilerinin yerli halk tarafından değerlendirilmesi ele alınmıştır. Bu kapsamda Samsun İli İlkadım İlçesi araştırma sahası olarak seçilmiştir. Araştırmada nitel yöntem seçilerek bireylerin algısını yakalamak ve komşuluk ilişkilerinin yaşanan durumlarla bağlantısını değerlendirmek amacıyla olgubilim deseni kullanılmıştır. Bu bağlamda İlkadım İlçesi’nde ikamet eden, göçmen ve mülteci bireylerle apartmanda komşu olan 14 yerli halk ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bulgulara göre yerli halk, göçmen ve mültecilere karşı komşuluk ilişkilerinde önyargılı yaklaşmamıştır. Fakat belirsiz süreç ve uyum anlamında yaşanan sorunlar ilişkilerde negatif sonuçlar yaratarak olumsuz yönde bir değişime neden olabildiği görülmektedir. Yerli halk, göçmen ve mültecilerle komşuluk ilişkilerini geliştirememekte ve olumsuz durumlar yaşayabilmektedir. Dil ve kültür farklılığı, Türk toplumun önyargıları ve demografik yapıya uygun yerleşmelerin olmayışı olumsuz durumların yaşanmasına ve komşuluk ilişkilerinin gelişememesine neden olabilmektedir.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Turkey has been subjected to intense migration waves, especially due to the various conflict environments that have taken place in neighboring countries over the past decade. This situation causes the number of migrant and refugee individuals in Turkey to increase over the years. The irregular increase in the number of migrants and refugees causes various changes in social relations. One of these relations is neighborly relations. In the study, the evaluation of the neighborhood relations of migrants and refugees by local people is discussed. In this context, the Ilkadım District of Samsun has been selected as a research site. In the research, a phenomenology pattern was used to capture the perception of individuals by choosing a qualitative method and to evaluate the connection of neighborly relations with the situations experienced. In this context, in-depth interviews were conducted with immigrant and refugee individuals residing in Ilkadım District and 14 local people living next door in the apartment. According to the findings, indigenous people did not approach immigrants and refugees with prejudice in their neighborly relations. However, problems experienced in terms of uncertain process and harmony can cause negative consequences in these relationships and cause a change in a negative direction. Indigenous people are unable to develop neighborly relations with migrants and refugees and may experience adverse situations. Differences in language and culture, prejudices of the Turkish society and the lack of settlements suitable for the demographic structure can lead to negative situations and the inability to develop neighborly relations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 2 |