Antik Çağda Frigya olarak bilinen bölgede yer alan Amorium, Türkiye’de Afyonkarahisar ilinin Emirdağ ilçesinde bulunan bir Bizans kentidir. Alandaki sistematik kazılar, Bizans kentinin 5-11. yüzyıllar arasında varlık gösterdiğini kanıtlamıştır. Kentin önemi Karanlık Çağlardaki varlığı ve Amoriumlular olarak bilinen Bizans imparatorluk hanedanının memleketi olması ile dikkati çekmektedir. Yukarı Şehir ve Aşağı Şehir olarak iki başlık altında değerlendirilen Amorium, MÖ 2000’li yıllardan itibaren Hitit, Phryg, Pers, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yerleşim görmüştür. Makalenin konusunu oluşturan bir kılıç ve bir kılıç parçası Amorium Aşağı Şehir’de bulunan Büyük Mekan XA Açması ve Aşağı Şehir Kilise A’da A4 Açmasında ele geçmiştir. Büyük Mekan, Aşağı Şehir merkezine yakın, Yukarı Şehir Höyük alanında güneyinde, modern Hisarköy’ün merkezinin doğusunda yer almaktadır. Büyük Mekan’da 6. yüzyılın ortalarında inşa edilen bir Bizans hamamı, çevresinde 7-9. Yüzyıllara tarihlenen endüstriyel işlevli yapılar ve 10-11. yüzyıllara tarihlenen Orta Bizans yapı bakiyeleri tespit edilmiştir. Aşağı şehirde bulunan A Kilisesi ise Büyük Mekan kompleksinin yaklaşık olarak 50-70 m. güneybatısında yer almaktadır. MS 11.yüzyıl sonuna kadar kullanılmış olduğu anlaşılan kilisenin ilk evresi MS.5.-6.yüzyıla tarihlenmektedir ve bir bazilikadır. Yapının ikinci evresi ise MS 9. yüzyılın sonu, 10. yüzyılın başını işaret eder ve kubbeli bazilikadır.
Makalenin konusunu oluşturan kılıçlar ele geçtikleri konteks bağlamında 10.-11.yüzyıla tarihlendirilmektedir. Orta Bizans Dönemine tarihlendirilen her iki kılıç da kulp şekillerine bakılırsa, geniş bir tipolojiye sahip halkalı dövülmüş kılıçları temsil etmektedir. Halka kulplu kılıçların, Çin ve Kore uygarlığı, İskitler, Sarmatlar ve Sasani İmparatorluğu gibi yüzyıllar boyunca çok çeşitli kültürlerde kullanılmış olduğu bilinmektedir. Bizans geleneğiyle ilişkilendirilen bu tür halka kulplu kılıçlar, Bizans ikonografik kaynaklarında nadiren tasvir edilmiştir. Bizans İmparatorluğu’nu oluşturan topraklarda arkeolojik olarak da izlenmemiş olan halka kulplu dövülmüş kılıçlar Amorium kazılarında ele geçen önemli buluntular arasında yer almaktadır.
Aşağı Şehir Kilisesi A4 Açması’nda bulunan kılıcın kabzası incelendiğinde, “kollu ya da kelepçeli “olarak adlandırılan bir korumaya sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu tür kabzalar Suudi Arabistan, Macaristan, Bulgaristan, Tauric Chersonese (Sivastopal), Orta Doğu ve Balkanlar gibi geniş bir coğrafyaya dağılmış, hem Bizans hem de İslam sanatında geniş bir kronolojik çerçeve içinde tasvir edilmiştir. İkonografik ve arkeolojik kanıtlara göre, bu kabzalar genellikle spatha tipinde olduğundan üzerinde iki kenarı da keskin uzun kılıç yer alırdı. Ancak Aşağı Şehir Kilisesi’ndeki örnekte bu görülmemektedir. Spatha tipinin standartlarını karşılamayan kabza bölümüne rağmen kılıcın uzunluğuna bakıldığında, Aşağı Şehir Kilisesi kılıcı da aynı boyutlara sahip olmalıydı. Tipolojik inceleme dışında, Amorium’daki bulunmuş halka kulplu kılıçlar, ele geçtikleri yerlerin karakterizasyonu hakkında yararlı sonuçlar ortaya koymakta ve arkeolojik bulguların geri kalanının değerlendirilmesi yönünde de katkıda bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Amorium kılıçlarının nadir ve benzersiz olduğu düşünülmektedir, çünkü farklı tipolojik özellikleri onları çağdaş medeniyetlerin halka kulplu kılıçlarından ayırmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada çapraz kollu bir Bizans halka kulplu kılıcın yeni bir tipolojisi önerilmektedir. Sonuç olarak hibrit bir Bizans halka kulplu kılıç tipolojisi önerilmektedir. Amorium kazılarında bulunan iki kılıcın da aynı tipoloji içinde yer alması, kentte bu tür kılıçları üreten bir cephaneliği işaret edebileceği gibi bir tesadüf de olabilir. Bizans’ın önemli bir kalesi ve imparatorluğun önemli şehirlerinden bir olan Amorium kazılarında ele geçen söz konusu özel tipteki kılıç buluntuları Bizans arkeolojisinde silah ve zırh araştırmaları açısından büyük önem taşımaktadır
During the excavations in the byzantine city of Amorium, which are conducted from the year of 1988 systematically, two iron swords were recovered from the Trench XA of the Enclosure, which is located in the Lower City and from the Trench A4 of the Lower City Church respectively. The sword from the Trench XA of the Enclosure is saved integral while the sword from the Trench A4 of the Lower City Church is in fragmentary condition. Both swords have been dated in the Middle Byzantine Period and belong to the wide typology of the ring pommeled swords, judging from the shape of their pommel. Examining the hilt of the sword from the Trench A4 of the Lower City Church a cross-guard that belongs to the wider typology of the so-called ‘’sleeved or cuffed type guard’’ has been detected. Apart from the typological examination, the ring pommeled swords from Amorium raise useful conclusions about the characterization of the locations which these swords were found and together with the evaluation of the rest of the archaeological findings could contribute to this direction. To conclude, the swords from Amorium are considered rare and unique because a combination of different typological features is being observed, something which distinguishes them from the ring pommeled swords of the nearby civilizations. Thus, we can suggest a new typology of a byzantine ring pommeled sword with a sleeved cross-guard.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 30 Sayı: 2 |