Üreme hakları
bireylere, üreme yeteneğine, bu yeteneği ne zaman ve nasıl kullanacaklarına
karar verme özgürlüğü sağlar. Temel insan haklarından destek alınarak
belirlenen on iki üreme hakkı, üreme
sağlığı/cinsel sağlık hizmetlerinin yaşam boyunca herkese eşit bir şekilde
sunulmasını önemser. Bu haklar kapsamında sağlanan hizmetlerden biri, aile
planlaması hizmetlerinden olan gönüllü sterilizasyonun herkese sunulmasıdır. Eşin,
gönüllü sterilizasyon için izin vermesinin gerekliliği, kadının üreme haklarından
olan özgürlük, eşitlik, çocuk sahibi olup olmamaya ve zamanlamasına karar verme
hakkı gibi bir takım haklarının ihlaline neden olmaktadır. Oysaki bir kadının
kendi yaşamı üzerinde belirleyici olabilmesi, üreme
kararı üzerinde belirleyici olabilmesi ile yakından ilgilidir. Gönüllü sterilizasyonda eş imzası
aslında hem kadın hem de erkek için üreme hakları ihlaline neden olmaktadır.
Ancak ülkemizde tüp ligasyonu ve vazektomi oranlarına bakıldığında, vazektomi oranının çok düşük olduğu, tüp
ligasyonun ise sık kullanılan yöntemler arasında yer aldığı görülmektedir. Bu
durum teorik olarak var olmakla birlikte uygulamada erkeklerin herhangi bir
mağduriyet yaşamadıklarını göstermektedir. Bu nedenle bu derlemede, ülkemiz yasalarındaki gönüllü sterilizasyonun mevcut
durumu ele alınarak kadının üreme hakları ihlaline olan etkisinin incelenmesi
amaçlanmıştır.
kısırlaştırma reproduktif; üreme hakları insan hakları ihlalleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 28 Sayı: 3 |