Objective: The study aims to examine the effects of COVID-19 on anxiety and prenatal attachment during pregnancy and related factors.
Method: The study was conducted as a cross-sectional and correlational case-control study. The research was carried out in a medical faculty hospital in Central Anatolia. In the study, 68 pregnant women formed the case group, 69 pregnant women in the control group. Research data were collected between February 2021 and June 2021 using the Introductory Information Form, State Anxiety Inventory, and Prenatal Attachment Scale. Statistics mean ± standard; minimum and maximum values were given as Pearson Correlation Coefficient, Student's t-test, One-way ANOVA analysis of variance, and Linear Regression analysis. The significance level was accepted as p<0.05. Ethics committee approval and consent of the pregnant women were obtained to conduct the study.
Findings: The mean prenatal attachment score of the case group was 59.75±11.99, and the mean state anxiety score was 49.82±10.04. The mean prenatal attachment score of the control group was 35.28±11.68, and the mean state anxiety score was 62.28±9.07. It was found that there was a significant negative correlation between prenatal attachment and state anxiety levels in the case group (p=0.000), and a very strong and significant negative correlation between prenatal attachment and state anxiety levels in the control group (p=0.001).
Conclusion: The anxiety level of the case group is quite high. As state anxiety level increases, prenatal attachment level decreases. Nurses should provide support by providing more counseling and care to pregnant women in situations that ambiguously endanger the health of the mother and baby, such as COVID-19.
Amaç: Çalışma, COVID-19’un gebelikte kaygı ve prenatal bağlanma üzerindeki etkilerini belirlemeyi amaçlamaktadır.
Yöntem: Çalışma, kesitsel bir vaka kontrol çalışması olarak yürütülmüştür. Araştırma, Orta Anadolu'da bulunan bir tıp fakültesi hastanesinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada vaka grubunu 68 gebe, kontrol grubunu 69 gebe oluşturdu. Araştırma verileri Şubat 2021-Haziran 2021 tarihleri arasında Tanıtıcı Bilgi Formu, Durumluk Kaygı Envanteri ve Prenatal Bağlanma Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. İstatistikler ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerler, Pearson Korelasyon Katsayısı, Student's t-testi, One-way ANOVA varyans analizi ve Lineer Regresyon analizi olarak verildi. Anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi. Çalışmanın yapılabilmesi için gebelerin etik kurul onayı ve katılımcı onamları alındı.
Bulgular: Vaka grubunun prenatal bağlanma puan ortalaması 59,75±11,99, durumluk kaygı puan ortalaması ise 49,82±10,04 bulundu. Kontrol grubunun prenatal bağlanma puan ortalaması 35,28±11,68, durumluk kaygı puan ortalaması ise 62,28±9,07 bulundu. Vaka grubunun prenatal bağlanma ve durumluk kaygı düzeyleri arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu (p=0,001), kontrol grubunun ise prenatal bağlanma ve durumluk kaygı düzeyleri arasında negatif yönde çok güçlü ve anlamlı bir ilişki olduğu (p=0,001) bulundu. Vaka ve kontrol grubunda durumluk kaygı düzeyi, bağlanma düzeyini negatif yönde anlamlı olarak yordamaktadır (p<0,001).
Sonuç: Vaka grubunun kaygı düzeyi oldukça yüksekti. Durumluk kaygı düzeyi arttıkça doğum öncesi bağlanma düzeyi azalmaktaydı. Hemşireler, COVID-19 gibi anne ve bebeğin sağlığını belirsiz bir şekilde tehlikeye atan durumlarda gebelere daha fazla danışmanlık ve bakım sağlayarak destek sağlamalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hemşirelik (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 32 Sayı: 6 |