İnsan ve
mekân çok yakın bir ilişki içindedir. İnsan, dünyada kendisini
gerçekleştirebilmek için bir mekâna ihtiyaç duyar. İhtiyaç duyulan mekân/lar
kişinin kendisini kurmasının da bir ön koşuludur. İnsan yaşamın ayrılmaz bir
parçası olan mekân bu yönüyle edebî metnin gerçeğe en yakın şekilde olmasını da
sağlayan en önemli yapısal unsurudur. Dede
Korkut’un coğrafyası olarak adlandırdığımız mekânlar hikâyelerde olayların
geçtiği, kişilerin içerisinde bulunduğu yerler, savaşların ya da avların
yapıldığı mekânlardır. ‘Dede Korkut Hikâyeleri’nde Oğuzların göçebe yaşam
tarzı, onları belirli bir mekânda kurgulanmasına engel teşkil eder. Hikâyeler
çevresel mekân açısından geniş bir coğrafyayı kapsar. ‘Dede Korkut
Hikâyeleri’nde çevresel mekânlar, hikâyede adı geçen ve dramatik aksiyonun
gerçekçi bir yapıya dönüşmesini sağlayan dekor mekânlardır. İsim olarak anılan
ancak ontolojik anlamda anlatı kişileri ile bağ kuramayan bu mekânlar, daha çok
içindeki öznel yerlerin kurulması ve anlaşılmasını sağlar. ‘Dede Korkut Hikâyeleri’nde
anlatı kişilerine kimlik kazandıran algısal mekânlar, kahramanlarına mekâna
yükledikleri yeni anlamlar eşliğinde sürekli değişerek gelişir. Hikâyelerdeki
anlatı kişilerinin psikolojik durumuna göre anlam kazanan algısal mekânlar,
anlatı kişilerin deneyim ve özel eylemlerinin yoğunluğuna bağlı olarak mekânla
ontolojik ilişki kurar. ‘Dede Korkut Hikâyeleri’nde anlam üreten mekânlar bazı
hikâyelerde ortak iken bazı hikâyelerde farklılık gösterir.
Dede Korkut Hikâyeleri mekân çevresel mekân algısal mekân Oğuz Yurdu Ala Dağ köprü
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Gönderilme Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 Sayı: 8 |
Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.