Ülke ekonomisinin tarımsal üretime dayandığı tüm Orta çağ devletlerinde temel üretici olan köylü ile onun devlete karşı olan yükümlülüklerini tespit ve tahsil eden mahalli yöneticilerin ilişkileri her zaman dikkat çekici olmuştur. Osmanlı Devleti özelinde konuya yaklaşıldığında sipahi ve köylü bu yöneten ve yönetilen gurubun en önemli temsilcileridir. Osmanlı Devleti’nde sipahi; hem bir asker hem de vergi toplayıcısı olmasının yanında daha birçok memurun görevini icra eden konumuyla taşrada yönetimin temsilcisi, köylü ise; üreten, vergi ödeyen ve devlet tarafından idare edilen yani yönetilen kesimdir. Toplumun oluşmasında etkili olan bu iki grup birbirleriyle sıkı bir ilişki içindedir. Sipahi-köylü ilişkileri genellikle Osmanlı iktisat tarihçilerinin ele aldığı meselelerden biri haline gelmiştir. Fakat arşiv kayıtlarına dayanan yerli çalışmalar, bu alanda yabancıların yaptığı çalışmalarla kıyaslandığında sınırlı kalmış görünmektedir. Klasik sınıf çatışmaları teorisi savunucularının baktığı pencereden bu iki sınıfın ilişkilerine bakıldığında aralarında bir çatışma aranılır. Hatta belki de sipahi-köylü ilişkilerini izlediğimiz şer’iyye sicillerine bakıldığında bu çatışmanın görüntüsünün varlığı düşünülür. Gerçekten de kaynaklara bakıldığında devlet adına vergi toplama işini layıkıyla yapmaya çalışan sipahilerin yanında görevini kendi menfaati için kullanan şahısların varlığı da görülebilmektedir. Görevini layıkıyla yapmayan sipahilerin su-i istimalleri köylüyü mağdur ettiği gibi devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmesi gereken köylünün de zaman zaman bu yükümlülüklerden kaçınmasına da yol açmıştır. Şüphesiz her zaman üzerine düşeni yapmaktan imtina eden sipahi değildir. Köylünün de gerek devlete karşı gerekse sipahisine karşı yükümlülüklerinde ihmal olsun kötü niyetli hareket olsun mağduriyete sebebiyet vermesi durumu ile karşılaşmak mümkündür. Devlet anlayışının temeli adalet olan ve özellikle klasik döneminde bunu sağlama konusunda başarılı olduğu bilinen Osmanlı Devleti’nde bu çatışmalar, mahkeme kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, meşru hukuk kanallarıyla giderilmeye çalışılmıştır. Zira bu sınıfların her biri devlet için ayrı bir anlam ifade eder ve vazgeçilmezdir. Devlet, ne en önemli askeri gücü olan bunun da ötesinde vergisini toplayan ülkede huzur ve güveni sağlayan sipahiden vazgeçebilir ne de temel üretici olan köylüden vazgeçebilir, yani birine karşı diğerini kollaması ve bir grubu ihmal etme pahasına diğerine arka çıkması imkânsızdır. Makalede bu amaçla arşiv kayıtlarından yararlanılarak devletin müdahalesi, tasarrufu ve bunların sonuçlarına da yer verilmiştir.
Sipahi Köylü Mahkeme Kadı Vergi Angarya Sipahi, Köylü, Mahkeme, Kadı, Vergi, Angarya
The relations of the peasant, who is the main producer in all the medieval states, where the country's economy was based on agriculture, and the local administrator, who determined and collected his obligations to the state, have always been remarkable. When the subject is approached in the Ottoman Empire, the sipahi and the peasant are the most important representatives of this governing and managed group. Sipahi in the Ottoman Empire; in addition to being both a soldier and a tax collector, he is the representative of the administration in the countryside with the position of many civil servants, and the peasantry is the sector that produces, pays taxes, and is administered by the state. These two groups, which are effective in the formation of society, are in a close relationship with each other. Sipahi-peasant relations have become one of the issues that Ottoman economic historians deal with. However, domestic studies based on archival records seem to be limited when compared to foreign studies in this field. Looking at the relations of these two classes from the perspective of the defenders of the classical class conflict theory, a conflict is sought between them. In fact, when we look at the qadi registers in which we watch the sipahi-peasant relations, the existence of this conflict is thought to exist. Indeed, when we look at the sources, there are people who use their duties for their own benefit as well as those who try to collect taxes on behalf of the state. The abuses of the sipahis, who did not do their duty properly, made the villagers suffer, and caused the villagers, who had to fulfill their obligations to the state, to avoid these obligations from time to time. Undoubtedly, it is not the sipahi who always refuses to do his part. It is possible to encounter the situation where the villager causes victimization, whether it is a malicious act or neglect of his obligations to the state and to his cavalry. In the Ottoman Empire, which was the basis of the understanding of the state and was known to be successful in providing it especially in the classical period, these conflicts were tried to be resolved through legitimate legal channels, as can be understood from the court records. Because each of these classes has a different meaning for the state and is indispensable. For example, the state can neither give up the sipahi, which is its most important military power, which provides peace and security in the country that collects its taxes, nor can it give up on the peasant, who is the main producer, that is, it is impossible to protect one against the other and to support the other at the expense of neglecting one group. For this purpose, in the article, the savings made by the state by using archive records and their results are also included.
Sipahi Villager Court Judge Tax Drudgery Sipahi, Villager, Court, Judge, Tax, Drudgery
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.