The concept of popular sovereignty, which was emphasized both in the congresses period and in the Grand National Assembly during the National Struggle, was actually a sign of the process that would turn into the Republic after the great victory. The idea of the Republic, however, was not mentioned in that period as the integrity of the homeland and the national independence were prioritized. Thus, Anatolian movement could be limited to the concept of national sovereignty until the proclamation of the Republic. That period, which was followed closely by many countries, was also observed by United States of America which emerged as a great power. U.S press released foundation process of the Republic of Türkiye together with the other developments in Anatolia to American public with various comments. Throughout that period, the figure whose name most remained on the agenda in the domestic and foreign public opinion regarding Türkiye was Mustafa Kemal Pasha the founding father of the new regime. In the beginning, while he did not use the word “Republic” in his statements to U.S press about Ankara government, he stood aloof from this regime and carried out the cautious policy followed before the proclamation of the Republic. On the other hand, while Entente Powers was putting forward the danger of Bolshevism for National Struggle movement, warning statements from Ankara that kept this danger alive were reflected in newspaper columns. The proclamation of the Republic in October 1923 and naming the regime officially were interpreted in American newspapers with praise and sometimes with the concern that Türkiye might be an authoritarian regime and Mustafa Kemal became the prominent figure in the news.
Millî Mücadele döneminde gerek kongreler gerekse Büyük Millet Meclisi’nde vurgulanan halk egemenliği kavramı esasında büyük zaferin ardından Cumhuriyet’e doğru evrilecek sürecin bir nevi habercisi olmuştur. Ancak vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığının ön planda olduğu bu dönemde Cumhuriyet düşüncesi zikredilmemiş, Cumhuriyet’in ilanına kadar Anadolu hareketinin mahiyeti ancak milli egemenlik kavramıyla sınırlı kalabilmiştir. Dış dünya tarafından yakından takip edilen bu dönem büyük bir güç olarak ortaya çıkan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki basın tarafından da izlenmiş, Anadolu’daki gelişmelerle birlikte yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreci çeşitli haber ve yorumlarla Amerikan kamuoyuna aktarılmıştır. Cumhuriyet’e doğru ilerleyen bu dönem boyunca Türkiye konusunda iç ve dış kamuoyunda ismi en çok gündemde olan kişi ise yeni rejimin mimarı olan Mustafa Kemal Paşa olmuştur. Başlarda kendisi Ankara hükümeti ile ilgili ABD basınına yansıyan açıklamalarında Cumhuriyet ifadesini kullanmazken, bu yönetim şekline mesafeli bir pozisyon almış ve Cumhuriyet’in ilanı öncesinde izlenen temkinli politikayı bizzat yürütmüştür. Öte yandan Millî Mücadele hareketinin Bolşevizm’e kayma tehlikesi bu dönemde İtilaf Devletleri tarafından dile getirilirken, Ankara’dan iletilen ve bu tehlikeyi canlı tutan uyarı niteliğindeki açıklamalar gazete sütunlarında yer bulmuştur. Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilerek rejimin adının resmen konulması Amerikan gazetelerinde yer yer övgü, yer yer de otoriter bir rejime gidiş endişesiyle yorumlanmış, Mustafa Kemal ise söz konusu haberlerde öne çıkan isim olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Ekim 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.